EYLÜL TÜRKÜLERİMSen benim ucuna gülüşlerini iğnelediğim Hiç yazılmamış mum kokulu mektuplarım’mısın ? Ve tamda Gecelerin perdeleri çekilirken gözlerinin sürmelerine Aklıma misafir olduğunda bir anda Ezbere okuduğum bir şiirmisin yoksa Yok yok Sen çok eskiden beri dinlediğim bitmeyen bir türk’üm olmalısın Şimdi seni yazmaya kalksam Alfebenin hangi harfi gözlerine yakışır Yada ismini Geceden kopardığım en parlak yıldızlardan yazsam Kimbilir nasıl aydınlatır ışığın sabahımı Solumdan soluna giden bir göçüm başlar sana her gece Ve gece ömür biçerken karanlığıma Dilimde sarı bir Eylül Türküsü oluveriyorsun hemen oracıkta Yokluğunda susmak öyle gürültülü’ki Sanki tüm efkarlı türkülerimin evinde ateşe veriyorum herşeyi Acının rengini tarif et deseler bana Gülüş’ündeki maviye hasretin körlüğü’nü anlatırdım hemen Sen çakır bir gölgenin içinde Siyah beyaz fotoğrafımın en büyük eksiği Hadi gelde tamamla beni Yüzün Aşk’ın libasına süslendi kuşandı Hasret’in vuslatında cümle alem bak kıskanıyor hep seni İnce bir araf’ın yollarındayım Yolum gecenin uçurumlarından gözlerine çıkar Tutmazsan eğer bir karanlığın içine düşeceğim Oyy düşlerimin telli duvaklı gelini Yüz görümlülüğün hediyesi Beşi bir yerde ömür biriktirdim sana Sandıklardan en güzel naftalin kokulu mevsimleri çıkardım Gerdanına dağların kekik kokularını En güzel şiirlerime bandıra bandıra dizeceğim Ve seni boynundan öptükçe Bütün Gam/ı derdi unutacağım belkide benim olmanın şerefine Kanatları kırılmış bir an/ka kuşu gibiyim Kızıl bir sancılı şafak’la karılmış saatlerim’deki zaman İhanetlere tanık olmuş coğrafyam’da yaşamak meğer ne zormuş Ve ne zormuş beylik lafları süsleyip bir cümlede toplamak Uzun lafın kısa’sında susmaları yazıyorum artık Unutmak; vazgeçmekten hemen sonraki duraksa Gel vazgeç Eylül Türkülerim’de dilimde bitmeden bekliyorum seni Ayhan’ca Cümleler AYHAN AKDENİZ |