28Nasıl, eski bir hikayenin unutulmuş coğrafyası olmak nerede oldugunu bilmeden döküldüğün denizi aramak depremler sarsıyorken dağlarını avuçlarını kanatarak el sallamak tanımadığın insanlara hatırlamamak isminin baş harfini herkesi kendin sanmak çağrılırken isimler birer birer birisi olmak için yeşeren o nemli umut tutmak güvenilir bir eli fırından yeni çıkmış ekmek sıcaklığında sabahçı kahvesindeki çay buğusuna çizilen peynir resmi sigara dumanında/ki elle tutulur efkar sarılmak sımsıkı ilk elden bir ergen gibi salına salına yürüyen kızın günaha davet endamı elizabet o eski sokaklar ve kaldırım taşları asfalta kazınmış sek sek çizgileri çocukların hoyrat kahkahaları temize çekilmiş bir ömrün bomboş yansıması aşina suratlara sokak lambalarının avuç içi kadar huzuru ara sıra tehditkar bekçi düdüğü pasaklı bir kedi yalnızlığı damlarda beyaz yatak beyaz örtü sevilen kadınların sevişgen suretleri aniden nefes nefese göğüste ne zaman ve nerede bir an için gerçekti belkide seviyorum demek bu kadar kadına ince bir bilek yüksek ökçelerden dökülen ve kalbe batan tıngırtısı adım adım muhtemel aşk olasılığı her zaman Unutmak diye bir şiirin sözleri zihinde yankılanırken Nasıl, yeni sevdalar için öldürmek öncekileri gelişi güzel bir bencillik bu amnezi |
Duyguların keskinliği kaleme yansımış...
................................................... Saygı ve selamlar..