DEĞİRMEN...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın İstikrarsızlığımın yoksun kıldığından nasiplenmek kadar sıra dışı olsa da serzenişlerin ışığına bir mum titrekliğinde boyutsuzluğun sancısında can vermek kadar da eseflendiğim…
Önce silmeliyim yazgımı:
Ne tebeşirin izi ne de isyan. Belki de boyutsuzluğumun tecellisi Şu darmaduman gökyüzü; İçinde unutulduğum, Kıyısından köşesinden değer biçerken dünlere, En mazbut şarkıda bile ölüm ile cebelleşen yüreğin Tırnak arası yoksunluğunda saklı tuttuğum Şeceresinden uzandıkça geçmişin, Titrek bir izlekte alayına söven insanoğlundan Medet ummanın da ötesi, En kor sancıyı bile mutluluk bellediğim. Belki de yorgunluğun resmini çizmeliyim ardından, Kaşı gözü olmayan efkârın çileli yükünde Ezilmektense yağmaladığım benliğin. Kör noktasında bilinmezin, Aşk’a her teğet geçtiğimde, Sona kurulu o sarkacın arka yüzünde. Görmediğimden çok öte, Görmelerine ihtiyaç duyduğum Siyah beyaz resmin yırtık namesinde, Bir düete rehin verdiğim ahkâmlardan Artık hangisi düşüyorsa payıma. Gitmediğim ülkelerin saçlarını örüyorum; Patikalarında perçem bellediğim ölgün düşlerin. Rehaveti kucaklıyorum; Esrik şehirlerin rahman yüklü gölgelerinde Konuşlu insan öbekleri… Tehditlerini mimliyor evren: Satanları ayrı satılmışları başka güzergâhta. Titrek ışıkları vuruyor toprağa Cafcaflı söylemlerin; Nazarında eriyen siluetimden arda kalan çakıl taşına Lanet okuyorum bilinmedik biz zamanda Ve gizil bir lehçede, Avurtları çöküyor sanıların, Sancılarla doğuyorum, Acılarla büyütüyorum içimdeki çocuk sesimi: Kundağa sardığım tüm düşünceleri kilitliyorum gökyüzüne Uykuya dalmazdan önce. Yine de tedirgin içim, Fazlasıyla saklı serenadı ölgün yüzümün. Değirmenlerde öğütüyorum, Avutuyorum peşi sıra: Önce silik bir izlekte asılı kalmışlığını kara cüppenin Sonra da layığını buluyor gece Kör noktalarda buluştuğum sancılara Rehin verdiğim yüreğin titrek ışığında Ve derken soluyorum karanlığın miadı dolmuşken Biraz da külfet soluyorum, Ardı ardına göçebe sayıların Öfkeli minvalinde Doyarken evren. Fi tarihinde, Sivri notalı dingin rasathane; Peşrevinde tümden bir coşku kaplamışken devranı O kör düşlerin tantanasında, Gömülü aşkın kıskacında bir yağmur damlası; Muhtemelden öte izafi yörüngeye takılmış güneşin Batıl tekeri: Bir elimde bez ve pervazında Kırık gök kubbenin… |