Celladıma aşk mektubum
Sırtüstü yatmak çok acı veriyordu. Sağıma döndüm ve bir küçük yel ciğerlerime doldu. Ne güzel koktu böyle. Sanki her yer bahar olmuştu. Rengarenk çiçekler mi vardı acaba her yerde? Bahçede miydim acaba? En sevdiğim şey hamakta sallanırken kitabımla haşır neşir olmak zaten . Kahve ya da çay da eşlik etsin ama. Hele Paşa da kovalarsa kedileri tadından yenmez.
Bunların hepsini bir iki saniyede aklıma getirip o çiçeklere bakmak istedim. Başımı kaldırdım o çimento çuvalı kadar sert yastıktan. Tutulan belimin ağrısını hissederken sızlanamadım bile. Şaşkınlığım çok kısa sürdü. Taş duvarlar, demir bir kapı. O kapının altındaki ince boşluktan süzülen yetersiz ışık. Soğuk ve taş bir zindan bu. Burada mıydım ki ben? Ne kadar acı verici hepsini hatırlamak. Kalbim patlayacak gibi ağrıyor. Haketmiş miydim bunu ben peki? Bir yalandı söylediğim. Hayat biraz geç bırakmıştı belki sana. Belki de sen erken geldin bana. Onca gözyaşı ve sinir harbi. Ben yine zindandayım. Senin ellerinle, senin gözlerinle, senin gönlünce ve senin kelimelerinle. Özgürlükten ne buldum ki zaten ben? Bilmiyor musun ki, anlatmadım mı sana bütün bunları? Zaten yeterince vurgun yemiştim ben. Acı çekmiştim hem de özgürce. Hapsettiğin bu duvarlar inan daha sıcak o özgürlükten. Kalbine uzak belki, gözlerine de, ellerine de. Düşündüm de burasını ısıtan sebep yokmuş aslında. Sen yoksun, ulaşılmazsın madem. Ne kaldı geriye... Bu sıcaklık ne peki? Nasıl oluyor da senin zindanın daha sefkatli dışarıdan? Düşünüyorum. Düşünüyorum. Düşünüyorum ve kendimi birden bire bir taburenin üstünde buluyorum. Üstüm değişmiş, yeni kıyafetlerim var. Çocukluğumun bayramı geldi aklıma. O temiz ve yeni ebiseler. Sabahın coşkusu ve çocuksu sevinçlerim. Sevinmesine sevinirimde, boynuma urganı geçirmişsin onu farkettim. Üstümdeki yeni elbise de kefenim olmalı. Merhaba kefen, ben de mahkumum. Az sonra teammüllere göre sanırım bu tabureyi alacak altımdan. Kurban olduğum celladım. Kalbimi de sökmüş zaten daha asmadan. Ellerinde duruyor. Duymuyor musun beni kefen? Heyy sana diyorum yahu. Cevap verir insan. Kısa bi sessizlik. İnsan değil ki o. Duymaz ki. Hatta celladım bile duymuyor. İnsan mı? Evet sonuna kadar insan. Çok güzel kalpli bir insan. Çok güzel yüzlü bir insan. Belki kalkacaktım ayağa, elini uzattı bana. Doğruldum sandım sonra. Bırakınca yere kapaklandım yine. Çok sefkatlidir o cellat. Siz siz olun cellatlara kızmayın olur mu? Onlar belki de size iyilik yapıyolar. Hayır canım ne alakası var öldürmekle cinayetle. İyi tarafından baksana. Acını dindiriyor belki senin. Ne anlamaz adamsın yahu cellata kızma. Kızamazsın ki. Sen de yoksun. Kiminle dertleşiyorum ben peki? Urgan mı beni bu hale koyan, tabure mi? O zindandan hiç çıkmasaydım keşke. Orası daha iyiydi, hem dışardan hem darağacından. Ne hatırladım biliyor musunuz? Hani düşünüyordum ya bu zindan bile sıcak bana o güneşin ısıttığı hamağımdan. Buldum. Söyleyebilir miyim sayın celladım? İzin verir misin bana? Gözlerine bakarak söylemek istiyorum ama. Yaklaş. Korkma hadi ölmedim daha. O zindan seni sevdiğim için sıcacıktı. Soğuktu ama ısıtıyordum ben onu. Seni seviyordum çünkü. Tonlarca soru sorabilirsin bana. Saçma bulabilirsin. Hayatına sokmayabilirsin beni. Senin tercihin. Ben seni hep severim ama. Zaten şu anda bu tercihi yapmayacak mısın? Ya senle kalacağım ben sıcak zindanımda. Ya da sıcak mezarıma gireceğim kefenimle.Efendim. Yok yok seni seviyorum ya ben o yüzden mezar da sıcak. Sensiz de olsam her yeri ısıtır senin sevgin. Haklısın çok konuşuyorum ben. Son sözlerim ama yahu, dur sende biraz. Kalmamış zaten daha anlatacaklarım. Bu urgan akıl mı bırakır insanda. Eğer benden ayrılmak istiyorsan taburemi çek şimdi. Yaklaş ama iyice bak gözlerime. Gözlerime bakarak yap bunu. En son gözlerini hatırlamak istiyorum çünkü. Ölürsem o bakışını, yaşarsam ikimiz ölene kadar bana değecek bakışlarını istiyorum. Bilirsin senden hatıra bu defter kaldı bana. Bu yazı sana aşkımın imzası, o istediğim bakışların da bu aşkın mührü olsun. |
Mektup ilginç kutluyorum....yalnızlık fışkırıyor her bir yanından müthiş bir yalnızlık huzursuz bir yalnızlık...bu kadar duygusal bir yürek yalnızlığından huzursuz olmamalı diye düşünüyorum güzel olduğu kadar hüzünlü olan bu mektubun sahibine kalıcı mutluluklar diliyorum...SAYGILARIMLA