Yüreğinin en derinine
Bir yerlerden gelen kalabalık sesi. Cılız kahkahalar. Hızla hafızama hücum eden, yaşanmışlığının adresini ve zamanını unutmaya çalıştıklarım. Donuk portreler görüyorum sanki. Gözlerimi durmadan yoruyor. Son ayık kalan, son teslim olmayan kalem onlar. Zaman hasar bırakır ya umursamadan her şeyde, soğutamadığım yüreğimin tek tesellisi bu bir çift göz. Uyku mu sandınız kaderini? Değil. Hayaller mi sandınız peki tüm bu maskaralığı bitirecek? Bilemediniz. Nereden bileceksiniz ki can kırıklarıyla dolu bir hikayenin yazarını. Bakışlarındaki titrek cesareti. Boş bakmam. İstesem de bakamam. Gördüklerimden sonra olmaz. İhanet edemem ben o ışığa. Yine göz kırptı. Çağırıyor beni. Soğuk bir ekrana değmiyor parmaklarım.İtiraf ettin sen de. İçine işliyor yazdıklarım. Yazdıkça güzelleşiyorsun , bense daha da yere batıyorum sanki utangaçlığımdan. Yüreğinin en derinine bırakmak istiyorum kendimi. Öldürmezsin sen, öldüremezsin. Kıymazsın bana. Bırakmalıyım. Bırakmalıyım ki son bulsun bu titreme. Üşüdüğümden değil unuttum size söylemeyi. O biliyor ama. İçimdekini döktüm ona. Kim bilir inanmadı belki. Belki yabancıyım ben hala. Belki bu yazıyı okumadan da aşık olmayacak. Bekliyor habersizce. Uyuyor şuan. Uyuyabiliyorsa. Uyumadım çünkü ben, kızacağını söylemişti uyumazsam. Özür dilerim tekrar. İçimde sen gezerken bu kıpır kıpır yürek uyumaz. Ben kesemem seni düşlemeyi. Rüyaları istemiyorum ya gelmezsen diye. Kime soracağım hesabını sensizliğin? İzin veremem gitmene. Kal hep ruhumun önünde. Yanıbaşımda. Bugün kapanmaya direnen göz kapaklarımın ucunda kal. Yarın yanımda, sonrası sonsuzluk...
|