GÜNEŞİN BATIŞINI İZLİYORUM KIZIL KIZIL
Şu an İstanbulun
bir sahil meyhanesindeyim ve boğazı seyrediyorum sensiz bir senin şerefine kaldırıyorum kadehimi birde istanbulun bir keman sesi yaklaşıyor yavaşça her mevsim içimden gelip geçersin şarkısıyla bende her mevsim değil her gün gelip geçersin diyorum ve yudumluyorum gözlerini kadeh kadeh Şimdi istanbulu dinliyorum sensiz vapurların ve uçuşan martıların sesleri ilgimi çekmesede Aslında ben,bu akşam bütün meyhanelerini dolaştım istanbulun içilen bütün kadehlerde dudak izlerini aradım ama bulamadım İstanbul artık istanbul değil benim için Çünkü benim gibi yarım kalmış istanbul kadehlerdeki şarap bile tat vermiyor şu an karşımda olmanı ölesiye isterdim gözlerini yudumlamak ve kokunu kilitlemek bağrıma çünkü hayalinle konuşmak yetmiyor Şimdi Sadi Hoşsesin unutulmayan hüzzamı çalıyor keman telleri seni sesini gözlerinin rengini unutabilsem diyor heyhat nasıl unutabilirim Güneşin batışını izliyorum kızıl kızıl ama kızıllığı batıyor yüreğime yanıyorum küllenerek kendime kahredip Sigaramdan dökülen külde benim dumanıda ne demiş Ümit Yaşar Oğuzcan Biraz kül biraz duman o benim işte İstanbul geceye dönüyor zaten karanlığa bürünen ruhuma havasını atıyor donanımlı ışıklarıyla Şimdi kim bilir nerelerdesin hiç haber vermeden çekip gittin veda busesini alnıma kondurmadan gittin Zeki Mürenden ne çok dinlerdik bu şarkıyı Ağlamayacağım artık çünkü usandım artık gelsen her gün ağlamaya razıyım Hani Ali Sarcanın rast makamında bir şarkısı var Gönül aşkınla gözyaşı dökmekten usandı artık benim gönlümde usandı artık ama yine ağlıyor dilimden düşmez oldu bu şarkı Sana diz çöküp yalvarsam gelirmisin duyarmısın sesimi kulak verirmisin feryadıma Yalvarsam tanrıya gönderirmi seni bana karşıma çıkarmısın hayat verirmisin nabzıma sen uzaklarda değil damarımda kanımsın aslında Esengülden ne dinlerdik bizim şarkımızdı hiç aklına geliyormu mırıldanıyormusun arada Boğazda gezen vapurlardan biri getirse seni Üsküdara ellerini tutup kucaklasam o anda ama nafile hani Zeki Mürenin bir filmini izlemiştik o filmde bu şarkıyı dinlemiştik şimdi uzaklardaşın gönül hicranla dolu işte korktuğum başıma gelmişti gerçekten çok uzaklardasın bu şarkıyı çal kemancı durma hep çal diyorum ve kadehimi Zeki Mürenin anısına kaldırıyorum Sen vefasız dinliyormusun kahroluyormusun benim gibi meyhaneci kapatma dur bir kadeh daha ver ver ki bu acı özlemlerimi bitireyim benimle beraber artık o gelmeyecek belli ki Pes etmek istemiyorum aslında seni hayal edip dokunuyorum sana nefessiz tenin gerçek gibi sıcacık ellerin gibi ellerini avuçlarımın arasına kapatıyorum Yusuf Nalkesenin dediği gibi avuçlarımda hala sıcaklığın var inan unuttu dese dilim yalan billahi yalan unutamam seni asla gözyaşlarımı tutamıyorum sağanak yağmurlarıyla yarışır gibi yağıyor yalnızım öksüzüm sensiz Bir ağacımız vardı oraya gidip geldiğim seni her zaman orda hayal ettiğim dağı sümbülü kelebeği olan şimdi onlarda kayboldu tıpkı Şekip Ayhan Özışığın muhayyer kürdisi rüzgar söylüyor şimdi o yerlerde şarkımızı Artık ne şarkı kaldı ne şiir sadece yalnızlık senfonisi çalıyor yüreğimde yine bir ateş sarıyor benliğimi bu öyle bir ateşki söndü sönecek derken tekrar alevleniyor ne külü var ne dumanı sürekli yakan bir ateş Avni Anılın hicazdan söylediği bir ateşim yanarım külüm yok dumanım yok şarkısını yaşıyorum üşüyorum bir ürperti sarıyor ardından yanıyorum alev alev İçimde hala kanayıp dursanda seni hep bekleyeceğim hayal ettiğim gibi Hasret şarabını yudumlarken takılıyor hayalin kursağıma seni yudumluyorum Münir Nurettinden dinliyor gibiyim dönülmez akşamın ufkundayım vakit çok geç evet bu segah şarkıyı yaşıyorum şimdi Kapatıyorum defterimi artık yazmayacağım bu son sayfasıydı ömrümün ELVEDA MEYHANECİ Sabahat Çelik 22.09.2016 bu şiiri büyük Üstatlarımızın anısına yazdım |