AĞIT...
AĞIT...
Buruktur yüreğimin acısı dinmez, Dilim söyler de yüreğim gülmez, Cismin yok olması, anıları silmez, Bayramı,seyranı gönül bilmezki... Ağlamak teselli,boşluk var amma, Yırtığı ve söküğü tutmazmış yama, Bayramın gününde dalmışım gama, Giden canlarla birlikte acı ölmezki, Dün vardı, bugün olmuşlar toprak, Dört bir yanlarına serpilmiş yaprak, Onlar mı cesurlar bizler mi korkak, Aldı kara topraklar geri vermezki... Hasanım,Hacı Emmim yürek acımdır, Dünde,bu günde başta tacımdır, İçerime oturmuş derin sancımdır, Yürü git desem de çekip gitmezki... Emmimdi büyüktü adı Kıyas’tı, Anlayışı,yaşamı kendine hastı, Aşiretimizce değeri ipek ,atlastı, Kızla,oğulla atanın yeri dolmazki... Hasanım,civanım tamda adamdı, Akrabanın başına dikilmiş damdı, Yüreği billurdan,cevherden camdı, Aslanımın geride gözü kalmazki... Ağlarım kurumaz gözümde yaşlar, Bir acı diniyorken, diğer ki başlar, Ne eylesem yerine oturmaz taşlar, Hiç biri diğerinin, yerini almazki... Felek vurdu aldı gitti elimden, Sözü, lafı bitmez iken dilimden, İkisi de koptu gitti oba,elimden, Sürmeli Elinde bayram olmazki... Geldikçe dostlar kanıyor yaram, Bu onulmaz acıya olmuyor çaram, Geçmişle,geleceği birlikte karam, Yaralanmış kalbimin ateşi solmazki... Şeyhim;Derki keş gitmesem Iğdır’a, Yürümesem tabutların ben ardı sıra, Yaksam baş uçlarında, nur ile çıra, Oda bu dertlerime çara bulmazki... Nurettin GÜLBEY Saat :23.23 13.09.2016 Yalova |