ÖYLESİNE BİR BAYRAM GÜNÜ...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Tümden gelen coşkuların anlık o kırılgan döngüsünde muhafaza edebildiğim kadarıyla…
Bir sözden çıkıp da yola, her nasılsa engelsizliğin engellere karıştığı. Sanrılardan düşmeli gözyaşlarım ve hidayete ermenin büyüsünde o anlık zaman diliminde bütünleştiğim duygular kadar da çıtası hayli yüksek. Gel de anlat şimdi…
İşte yitip gitti ikbal yüklü pervasız gök kubbe:
Ardıç kuşları dahi alıp payını, Süzdüler boydan boya Ayaklarımın dibindeki tahakkümü; Belirsizliğin tınısı idi madem tuş olan, Sırra kadem basmayı mı özlem bellemeli? Kindar yeryüzü vefasızlığın rükû ettiği Öylesine bir bayram günü. Mihrabı kucakladım oysa evvelinden, Huzurun izdüşümünde Sarıldığım yalnızlığın kırağı çalan çatık kaşında Sırlara yüklemeyi maharet bildiğim en ölgün yükü de Bertaraf etme ümidiyle, Karakaşının kara gözünün elbette sürgün düştüğü. Mintanı yırtık ahvalin koruk düşlerinde Peyda olan hezimetin çok ama çok ötesinde, Gölgelendiğim kadarıyla beyhude ve ketum sözlerin ringinde, Sarmalına vakıf olmaksa döngünün, Aldım alacağım kadar ağzımın payını. Birazsızlığın külfeti o devingen gölgeden yüreğe damlayan, Peşrevi belli ki çalmayan şarkıların ahdettiği. Nice curcuna, nice yanılgı, Nicelerden nice beğenmekle çıkmışken yola, Öncesizliğin göstermelik beyanatı: ‘’Hadi, mademki aldın ağzının payını…’’ Hâşâ, yeryüzü; Hâşâ insanoğlu, Asla’dan öte, asılsızlığın kerametine emanet etmişken aşkı, Son bir imgeye takıldı aklım, demek kadar da Akla zarar sensizliğin yüz görümü belası Bir özleme yığdığım onca tefrika. Günden yana değil oysa telaşım, Kim demişse güzel eylemiş; Son bir sözün varsa söyle hadi! Gün ölgün be yeryüzü, Hayat da pahalı demeyi isterdim Olmaz mı cefası o yürekte sindirilmişliğin Üç noktalı gözyaşı… Maharetse sevmek, Peyda olan hangi sancıdan dert yanmalı? Sorulardan çıkmakla yol nasıl da aşındı, Pejmürde bir notaya bel bağlamakla eş değer Gıyabımda verilen en sefil rota: ‘’Sav sıranı ve al boyunun ölçüsü ey kıdemli hazan.’’ Dünlere tamah etmekle bir mihrabı yeniden kucaklamaksa, Yapıp yapacağım, yürekte saklı tuttuğum metanete ettiğim niyazda, Savruk bir gözyaşında birikenden çok ama çok öte Saklı tuttuğum dirayetin gölgesinde: Kâh masum kâh azılı bir katil; Kâh yaftalanmış kâh yarınlara ümit bağlayan. |