Dağ, dere tepe Nereden eserse essin Meydanlarda caddelerde Eylül enstantaneleri Haşmetli bir kasırga Savrulup düşen Sararmış yapraklarıyla Dal dal atkestaneleri...
Amcam bir çınar dikmiş Avlusuna hapishanenin, Dedem salıverildiğinde Götürmemiş yatağını geri Döner gelirim belki yine diye Koğuşunda bırakmış!..
Eylül’ Onikisi geldi mi İçimde hep aynı fırtına Bir hapishane oluyorum Bir habishane; Habis hücreler Yiyip bitiriyor bedenimi!..
Eylül, sarı yeşilhüzün Eylül vardiyada uykusuzluk Eylül gardiyan zulmü Karanlığın hükmü Yüzümde sadist bir tokat Eylül, işkencede ölüm Eylül, dört duvar İçi daracık avlu, Eylül, çatının dört köşesinde Dört ayrı kule Kulede nöbetçi er Omuzunda asılı duran G - 3 piyade tüfeği Patlamaya her an hazır Giriş deliği küçük Çıkış yeri Paramparça büyük mermi, Eylül tel örgü Demir kapıda demir sürgü Eylül isyan, Eylül v/olta Eylül bir büyük tarihî nisyan!
Yine serçeler her sabah Sürüsüyle cıvıl cıvıl Uçup gidiyorlar erkenden Akşam alacasında Yine cıvıl cıvıl dönüyorlar Hayâlimdeki çınara, Kanadıkça kanıyor Kapanmıyor açılan yara!..
Biz insan olarak Aşamadık dört duvardan Çıra gibi yandık Ne acılara dayandık Vurulduk, al kanlara boyandık Bir çınarın başında Kuşlar kadar özgür olamadık Aradık, çok aradık; Eylülde insanlığı bulamadık...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
EYLÜL YARASI şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
EYLÜL YARASI şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.