git
Git (GaziAntep’e tayini çıkan Erdemli Lisesinin efsane ingilizce öğretmeni iyi yürekli arkadaşım,bacım Serap Şahin’e ithafen)
Sen gidiyorsun ya Bu şehir yerinde kalacak mı sandın ? Bu gök,bu yıldızlar Bu çiçekler sensiz açacak mı sandın ? Bak hüzün hamağını kurmuş memleketten gurbete yine Belkide yarım kalmış bir göz yaşını dökmek için Ufkun ötesine kürek çekmek için kalbinden Taaaa çok uzaklara Böylemi olmalıydı sonu ey kader! Böylemi bitmeliydi yazdığım son şarkı Ölmelimi idi ölüm Dibe vurmuş acıların zulasında Bilmem neden sonudur Eylül bütün mevsimlerin Neden kopup giden yapraklardan dökülür En acısından hüzün Kısa dalgaların gölgeliğinde Akar zehiri ayrılığın Biz sana ayrılmadan daha şimdiden hasret Belki gurbet ellerde Yanlızca kelebeklerle konuşacaksın Sığırcıklar silecek gözyaşlarını Bizi anacaksın Saçlarından uçup giderken İki beyaz güvercin Senin mutluluğun hep serap olacak İstanbul tenha bir uyanışa şahit olacak Belkide yanıp kavrulacaksın Zemheride. Bir uçurtma uçuracaksın gözlerinden Dolunayı taşmış hüzünlerden Bir gece olacaksın Özlemlerin şafakta dibe vuracak Ağlayacaksın Bir tek sen misin ? Eylüllere kırgın bir tek sen misin Gurbeti gözyaşlarıyla sulayan Çarpacaksın Bir hasret şiirinin son beytini Ya da bir posta treninin Karanlıkta uzayıp giden sesini Gittiğin şehrin duvarlarına Belki de dönmek isteyeceksin Bir vuslat dalgasının ezgisiyle Geri çekecek seni ideallerin Kaç gemi yakacaksın Endülüst’te Ufka bakan gözlerinin limanında Hasbel kader Yol üstü uğrarsan hatıralarına Fulyaları getir Geldiğinde çiçeksiz ve sensiz Bir okul bulacaksın Mutluluk getir Yapraklarını dökmüş Hüzünlü bir bahçe bulacaksın Madem ki istiyorsun Yinede git Git ki alem bir adam görsün Git Millet bir yürek görsün Git Antep bir ingilizce öğretmeni görsün Not**:Uğurlar olsun sohbetine doyamadığımız arkadaşım Uğurlar olsun zümrem Giderken hatıralarını bırak git Onlar bizim değişmeyen mazimizdir |