DİYEMEDİM
Tutukluyum, sihirli aşkın hayallerinde;
Esmer bir gül dalına takıldım, diyemedim. Bir anlam veremedim gönlün ahvallerine; Aşkın kara bağrına çakıldım, diyemedim. Bu sevdaya bir masal demeyi çok isterdim. Gitme kal Külkedisi, gitme kal diyemedim. Kesildi birden bire yorgun dizlerin feri, Kimi zaman naçardım, kanatlandım zamanla; Dağların yanışını gördüm akşamüzeri, Rüzgâra dert anlattım görünmeyen dumanla; Yüreğime bu ne hal, demeyi çok isterdim! Anlatılmaz bu ahval, gitme kal diyemedim. Kara bir efkâr düştü benim kara bağrıma, Bir mahkûm bakışı var gözünün nurlarında; Bir kardelen ses verdi yürekteki çağrıma, Sustum, ıslandım sustum, sevda yağmurlarında. Gönül suskun, dilim lal, demeyi çok isterdim. Dilim lal, kalemim lal, gitme kal diyemedim. Öptüm, ayrılıkların ısırgan dudağından, Gittin, çığlıklarını dinledim denizlerin. Sen bana seslenirken aşkın karlı dağından, Beni hayallerime sürükledi izlerin. Bitsin artık bu hayal demeyi çok isterdim. Beni hayallere sal, gitme kal diyemedim. Soramadım, sinene kim yaslanır kardelen? Diyemedim, kalemler yokluğunda eriyor. Sanma sensizliklerle kalp uslanır kardelen, Diyemedim, pusulam hep seni gösteriyor. Al beni kalbine sal, demeyi çok isterdim. Sen bendesin, benim ol, gitme kal diyemedim Coşari der, hasretten düşen alın terimiz, Umutsuz şairlerin umudunun rengidir. Sevgiye sessiz sessiz varırken ellerimiz, Sessizlik kardelenin sesinin ahengidir. Aşk, inanırsan kutsal demeyi çok isterdim. Sen hep kutsalım da kal, gitme kal diyemedim. İbrahim COŞAR |