MELHAME-İ KÜBRA (Sakarya Savaşı )
On bir kasım,bin dokuz yüz on sekizdi.
İttifaklar,kaybettikçe çaresizdi. Paylaşıldı,Vatan topraklarımız. Doldu taştı, hainle sokaklarımız. Mirlivalı, bir Mustafa çıktı düze. Mayıs ayı,on dokuzda girdi söze. Bütünleşti, halkıyla Vatan hattında. Halka yaydı, kurtuluşu yurt sathında. Kolay değil, topsuz-tüfeksiz savaşmak. Öyle zordu, bu makûs talihi aşmak. Bir kaç kongre, sonrada genelgeler. Coştu millet , artık düşmanı kim dinler. Birleşen halk, önceleri mahkum kuldu. Yüce Meclis, kararı kendinde buldu. Düşmanların, o kuvvetli kalkan gücü. Çetin geçen, bu savaşta sanki öcü. Temmuz ayı, bin dokuz yüz yirmi birde. Biraz sarstık , Kütahya -Eskişehir ’de. Beş ağustos, bin dokuz yüz yirmi birde. Başkomutan, cephede hep ileride. On üç eylül, bin dokuz yüz yirmi birde ATATÜRK’ÜM,çare oldu makûs derde. Kanlı geçti, melhame-i kübra çokça. Takip ettik, düşmanlar geri kaçtıkça. Kanla doldu, Yurdumuzun Sakarya’sı. Şahit oldu, Dumlupınar platosu. Sakarya’mız melhame-i kübra oldu. Bu savaşa,Atamız bu adı koydu. Ayıklandı,düşmanın kırıntıları. Ege yuttu, yok etti kalıntıları. Bu Vatandır, her Türk yurttaşının yarı. Payidarız, kutlarız ağustosları. ________KURBAN SARCAN |