BİR YALNIZLIK ÖYKÜSÜ
Bir yağmur hevesiydi geceden düşlerim
bir buluttu başımda dalgın dalgın gezinen saatsiz vakitsiz esmer bir kimsesizlik ti ruhumda açan çiçek beni hapsolmuş şehirde bensiz bırakan ve bir telaşla yağan yağmurla silip süpüren kalan heveslerimi... .... dağların ardında mı nehir in sonunda mı müjdelelerle neşeler bilinmez ki hikaye başlamadan biterse bir yalnızlık öyküsü bir gün cana yeterse papatyalar açar mı gönlümüzde kim bilir yağmurun coşkusuna bin bir ağaç ses verse dökülür şu gözlerden mutluluğa nağmeler damla damla inerken yıldız olup yükselir kimsesizlik rüzgarı kaybolur çayırlarda... .... tahammül sınırları hicranla karılırken gölgeler gözlerimde kirpikle sarışırken belki bilinmez ama bir ay doğar aniden ışığı doldururum testi testi mehtaptan kucaklar sevgileri çıkarım ıssız yoldan derken saçlarıma dolanan güller teller dillenir belki solan bahtımın bam telleri seslenir kim bilir ellerime mutluluk kenetlenir bu yalnızlık öyküsü böylece kilitlenir... NURTEN CAN. |