MERSİNDE BİR SONBAHAR GÜNÜ VEDA…
MERSİNDE BİR SONBAHAR GÜNÜ VEDA…
Mersinde bir sonbahar günü Ruhumda bir sıkıntı İstasyonda telaş Heyecan ve hüzün Acı acı çalan düdükler Ayrılıkları çağırır Sevinenler, kavuşanlar yok mu? Yavrusunun dönüsünü bekleyen En köşe bankta yaşlı bir Baba Kim bilir belki aylardır görmediğim çiçeğini İstasyonlar yine de hüzün dolu Hep ayrılıklar burada yaşanıyor Bekleyeni olmayanlar Kaderi burada paylaşıyor Bir tarafta ışık hızı ile giden zamanın İnsanın ömrü nasıl tükettiğini anımsatıyor istasyonlar Deniz tarafından esen rüzgâr Sonbahar kendini daha bir başka yansıtıyor Mersin Garında Palmiyeler sıra sıra Sanki onlarda gelecek yolcusunu bekler gibiler Rüzgârla savrulan ölü yapraklar Ayaklarımızın altından, başımızın üstünden uçuşarak Sonbahar dansı ediyorlar rüzgârla savruluyor Çınar ağacı hazan renkli elbiselerini giyinmiş Giysilerinden düsen parçalar rüzgârın gücüne yenik düşmüş Gökyüzü gri renkte Güneş yüzünü zaman zaman gösteriyor Burnu soğuktan kıpkırmızı olmuş bir çocuk Elinde tuttuğu simitten soğuk soğuk ısırıklar alırken Onları ne sonbaharın hüznü, ne de ayrılıklar ilgilendiriyor Onlar farkında değil hiç bir şeyin Dünyayı kirleten kirin Terk edip gidenin Yılların sineleri yakan özlemlerin Üşüseler de onlar yaşamanın keyfi içindeler Elindeki simidini ısırmaya çalışıyor Birde kaçan bir yaprağı yakalamaya çalışıyor Tren İstasyonu nedense bu gün çok kalabalık Bürokrat tipli insanlar Memurlar İşçiler Hamallar Yolcular Bir ellerinde şemsiye Diğerinde çantaları Gazeteleri, kitapları. Tren geliyor Treni ikinci perona girmek üzere Koşuşturma başladı Beş dakika sonra yolcular kompartımanlarda Tren acı düdük sesiyle hareket etti. Keyfim yok Çünkü arkamda bir uzun yılların hatıraları Yıllardır biriktirdiğim dostluklar Sevdiğim, sevildiğim Velhasıl koskoca yıllar Hepsi geride kaldı Yüreğim burkuldu Dudaklarım titredi Elim kalkmadı sallamaya Hüzünle gözyaşlarım Yanaklarıma süzüldü Acı içime kurşun gibi oturdu Beynimde iki şey var Biri hüzün, Birde rayların çıkardığı sesler Her sonbahar günü Mersin’i hatırlayacağım. İbrahim BEKLER 15/09/2011 ANKARA |