ÖLÜME BEŞ KALA
ÖLÜME BEŞ KALA
Öylesine dalgın öylesine uzak, Hastalıklar içinden çıkılmaz bir tuzak. Geçmiş olsun demek için geldim.. Geçmesi için ölüm gerekti, diyemedim. Hasta gözler bana boş boş baktı; O gözler erişilmez bir uzaklıkta, gözlerim yandı. Avutacak bir söz için, Zihnimi kurcaladım durdum, Uzuuuun bir süre düşündüm, Yalnızlıktan beter bir halde köşeye büzüldüm. Bezgin iç çekişleriyle yatıyor, Bu hali, herkesin ona ilgisini artırıyor. Israr etmenin hiç bir yararı olmuyor. Gözleri kederle açılıp kapanıyor, Göz pınarları kupkuru... "Ben burda Can’ımla pençeleşiyorum, Siz de sanki acınacak insan sizmişsiniz gibi, Oturuyorsunuz" Bu sözleri hayal mi ettim, duydum mu, bilmiyorum... Göğsü can çekişiyormuş gibi daralıyor. "Bana işkence ediyorsunuz, beni anlamıyorsunuz.. Siz beni üç günde unutursunuz, Böyle yaşamaktan bıktım...bırakın, bırakın... Bırakın öleyim elimden kurtulursunuz.. Unutunuz beni unutunuz...beni iki günde unutursunuz" Bunları da hayal etmedim ya.... "Ne olur kendine gel, seni asla unutmayız, Kendimi unutmadan seni nasıl unuturum, asla, asla" Hıçkırık..........ve, ilaçlar tesirini gösteriyor, Derin bir uyku; ölüm uykusu gibi derin. Burda iki ceset var gibiydi, Biri acıdan yorgunluktan bitkin. Diğeri huzurlu, dingin. Acılarından arınmış gibi huzurlu. Azgın huysuz bir insanın; Öldükten sonra kavuştuğu hali gibi... Yaslanacak yer arıyorum evimi özlüyorum. Sanki dünyanın tadı tuzu kalmamış düşünemiyorum. Evim iki sokak ötede olduğu halde, Yola çıksam bulamayacak haldeyim. Öğie vakti kâbus görüyorum. Sadece gitmek istiyorum, sadece gitmek... Gitmek istiyorum................. Asiye |
Şiir olarak kötüydü ama
......f.s.m