15 TEMMUZ DESTANI...tanklara meydan okuyan bir milletin şanlı yiğitlerine ve dahi şehitlerine tazimle... On Beş Temmuz gecesi cinnet getirdi zalim Cadde sokak kan gölü, bu ne hunhar bir talim(!) ABD’nin uşağı, vatanı satıyordu Kanla sulanan yurdun üstüne yatıyordu Başkent semalarında alçak uçtu uçaklar Milletin üzerine kurşun sıktı alçaklar Akış tersine döndü, su yokuşa dayandı Reis işaret verdi, millet çabuk uyandı Halk yola revan oldu, palalar ellerinde Kelime-i şahadet, pelesenk dillerinde İhanet tuzağına, ’halka hizmet’ dediler Apar topar kaçmaya sözde ’hicret’ dediler Kimliği yok hainin, kemliği var besbelli Sahibinin sesidir, yemliği var besbelli El tetikte dolaştı, ihanet odakları Düşmanlara açıktı o sıcak yatakları Önüne ne çıktıysa devirdi, harap etti Millete kurşun sıkmak, ne büyük garabetti Hıyanet çeşmesinden ne kirli sular aktı Şeytan onu görünce şeytanlığı bıraktı Yağdan kıl çeker gibi, sızıp durdu devlete Hainden ne beklersin, komplo kurdu millete Ayılar şehre düştü, deşifre oldu inler Millî irademize pusu kurdu hainler Gece ruhlu eşkıya, başkaldırdı gündüze Yokuşlarda tıkandı, Hakk çıkarmadı düze Kemiği gördüğünde ayaklandı enikler Hakikat nazarında yüz bin kere yenikler Paralel şeytanların gözünü kan bürüdü Kahraman mücahitler kurşunlara yürüdü Şaşkın ördek ters daldı, halkıyla girdi harbe Millet ayağa kalktı, darbeci yedi darbe Manga magandalaştı, kurşun yağdırdı itler Bu kutlu toprakların tapusudur şehitler Millete doğrultuldu, milletin emaneti Tarihler yazacaktır bu büyük ihaneti Cunta yalan üretti, hain planı çoktu İstikbâli çalanın çepçiden farkı yoktu Milli irademize pusu kurdu cuntacı Meydanda görülmedi tencereci, tavacı Mankurtlaşmaya mahkûm tarihini unutan Sert bir muhtıra verdi haine başkomutan Yurduma alçakları uğratmadı yiğitler Bayrağın gölgesinde bayrak oldu şehitler Firavun’un dölleri salya sümük azdılar Yiğitler destanını kanlarıyla yazdılar Aydınlık fecir çıktı, gecenin karasından Misk ü amber yayıldı şehidin yarasından Serdengeçti yiğitler döküldü meydanlara Hadlerini bildirdi vicdansız şeytanlara Halk sokağa akarken kefenini kuşandı O bin yıllık gecede ne acılar yaşandı Zifiri bir geceydi, uzadı asır oldu Acılar katmerleşti, yürekte nasır oldu Haine çehresini çattı gül yüzlü hilâl Puslar dağılsın diye ezan okudu Bilâl Yunan’ın döllerini tanklardan indirdiler Din-i mübin uğruna haini sindirdiler Yiğide kefen oldu, zannetme bayrak düştü Şahadet bahçesinde gonca, güle dönüştü Her an teyakkuzdaydı ihanet odakları Çeteler derdest oldu, kurudu batakları Haçlı geçememişti, Boğaz’ı geçmek zordu Bu puslu havalarda dost düşman seçmek zordu Başkomutan ’çık’ dedi, millet çıktı dışarı Zalimler derdest oldu, böyle geldi başarı Dünyada yaşattınız, kıyamet günü bize Kimse unutturamaz, o kara dünü bize Millet unutmayacak, katran karası yüzü Kanunlar affetse de affetmez millet sizi Yurduna kuyu kazdı, canı çıkası canı Kaç kez vizyona girdi ihanet fragmanı Kripto hainlerin tüm sözleri yalandı O gece bir kez daha bayrak kanla sulandı Gözyaşlarımız bile kırmızı akıyordu Tarifsizdi acılar, yürekler yakıyordu Tankların gölgesinde uzun bir gece oldu Şerefliydi bu millet, daha bir yüce oldu Başlarına yıkıldı hainlerin hilesi Darbeciye direndi ümmetin son kalesi Gerisi teferruat, söz konusu vatandı "Allah" ism-i şerifi yüreklerde atandı Direniş mektebinin onurlu neferleri Bu kutlu yürüyüşte hayroldu seferleri Akıl savuşup gitti, nefret ekildiğinde Her şey ortaya çıktı, sular çekildiğinde Alçaktan ne beklersin, bilmek değil kehanet Sınırları zorladı beynelmilel ihanet Devletin yeri baştır, kuzgun üşüşür leşe Kırdırmak istediler kardeşleri kardeşe Bukalemun ruhlular, masuma attı suçu Zulüm bir bumerangdı, yapana döndü ucu Paraya biat eden, her şeyi para gördü Denize düşen mel’un, maviyi kara gördü Zalim devre mülk gibi, aklı verdi kiraya Hainler deniz bitti, gemi vurdu karaya Kardeşlik tuğlasıyla bir dünya kurduk o gün İhanet zincirini balyozla kırdık o gün Cumartesinden gördü, menfaatçi pazarı Genişçe kazılmalı taklacının mezarı Karanlığın en koyu noktasında tan gelir Mum olmaya razıysan onu bir yakan gelir Tefrikayla ölürüz, birlikte sağalırız Ölmek azalmak değil, öldükçe çoğalırız Allah’a kul olanın her zaman yüzü aktır Davası Hakk olanın, zaferi muhakkaktır Hançerlendi hakikat, ümmetin aktı kanı Uyumak haram sana, at üstünden yorganı Şerefle dalgalanır, bir daha inmez sancak Tenimiz çiğnenirse, gönderden iner ancak Memlekettir aslolan, can dediğin füruat Söz konusu vatansa gerisi teferruat Şanlı Çanakkale’yi geçilmez kılan ruh bu Tankın altına yatan ne şerefli gürûh bu Bozmasın hiçbir kuvvet, kardeşlik dokusunu Zalimler hissetmesin cennetin kokusunu Hainlerin görevi halka mezar kazmaktır Milletin vazifesi kanla destan yazmaktır Destanını yazarken elde kalem ağladı Hıçkırığa boğuldu, gökte alem ağladı Acının o tiz sesi, sessizliği susturdu Zalimlerin beynini makatından kusturdu Millet Hakk’a dayandı, Allah deyip doğruldu Hamuru şehitlerin kanlarıyla yoğruldu Onurla savuşturduk, darbe denen illeti Yurduna sahip çıktı şerefli Türk milleti Hainler var oldukça milletin bahtı gülmez Hakk’a secdeden başka başlar öne eğilmez Milletin aleyhinde planlar kurulamaz Halkın direnişinin önünde durulamaz M. NİHAT MALKOÇ |