Tanrı ile Konuş/ma II
düşlerimi dövdüm bir dibekte
yaralarıma lapalar yaptım patlıcanları alacalı soyup acısı gitsin diye tuzlu suya yatırdım tanrım, dedim keşke insan da patlıcan gibi tuzlu suya bastırılsaydı tuz diyince aklıma geldi, dedi güldü, dudak kıvrımındaki deniz ikiye ayrıldı bak, dedi, bir tarafı tuzlu, bir tarafı tatlı su ayrışmıyor ve karışmıyor birbirine keşke insanlar da bu deniz gibi olsaydı. yarattığına hükmedemeyişine şaştım oysa soyup doğradığım patlıcanları sorunsuz kızarttım dedi ki bana; sen tanrı olmayı yemek yapmak kadar kolay mı sandın rutubetli gözlerimdeki küflü bakışlarımı çevirdim ona sudan laf açılmışken, dedim neden suyu ateşe dayanıklı yapmadın alaycı bakışlarla baktı bana bir damla suyduk doğmadan önce neden sırf yaşıyoruz diye bizi ömür boyu yaktın .... susma, dedim suskunluğun ağır gelir kulaklarımda insanlığın isyankar çığlığı ya güç ver onların kavgasına karışayım ya da al canımı daha fazla yanmayayım döndü sırtını: sizi size emanet ediyorum benden medet ummayın peki, dedim, madem gidecektin neden indin dünyaya dedi ki; tanrı da olsa her katil cinayet mahalline uğrar mutlaka |
Kalemin susmasın
________________________________Selamlar