Sizi Beklerken
siz gelin
üstü başı büsbütün hayal, yorgun ve yoksul bir kızın hüzünlerini getirin bana sustuğuma bakmayın çünkü konuşulanlardan bana ne diyor içimdeki biri ancak yabancı bir evin duvarındaki saatin kadranında duyulabilir sesim boşuna heveslenmeyin saat kadranında olmakla zamanı yakalamak mümkün değil çünkü duvar saati çoktan öldürmüş kendini sakın üstünüze gelmesin ayrıntılar şeytan ayrıntılarda gizlidir dese de birileri hayır! Aynalarda gizlidir Şeytan bu yüzden sıkılgandır bir yanım bir yanım aynalara dönemez yüzünü geri dönmüyor savrulan çığlık ve katilini ele vermiyor hiçbir kadın bir düşüncenin açmamış çiçekleriydi ömrümüz vakitsiz soldurulan avuçlarımızda düğümlendi gırtlağımdaki hece ve ezbere okundu şiir şimdi cenaze törenlerinin ne önemi var yitip gitti hepsi bir daha gelmemek üzere gözümün yaşıyla onların üstünü ben örttüm sessiz ve derinden “git” demişti biri “git ve kalan ömrünü yaşa” bir denizaltı gibi torpidolarımı boşalttım o gün, o son mezarda kim bilir kaçıncı kez elimden oyuncaklarımı alacaktı bu şehir eskimeyi seçmiş bir kadın var karşınızda elleri birbirine dolaşır hesap sorsanız; söz biter müzik Susar birdenbire ölüm yeniden tanımlanır ne anlatabilirdim ki size ölümden başka/siz ne anlardınız arkandan ağıt yakacak yok diyor içimdeki ses oysa herkes biliyor hayat iki dudağımın arasında ah, konuşmama izin verselerdi eğer nasıl da kusar çıkarırdım yaşamı şişmiş karnımdan ben yine bir hata yaptım- ama nerede çoktan eskimiş bir masalı size yeniden anlatmış olabilirim belleğimdeki habis bir resmin ayrıntısız gölgesinde tanıdık yüzler arayabilirim ismini alnıma yazdığım bir yüzü sırtımda taşıyabilirim yıllarca aykırı düşler kurabilirim uykusuz geceler geçirdiğim yatakta gece karanlık ki her zamankinden daha karanlık anımsananlar siz gelin, mutlu bir çocuk sevinciyle uyanabilirim tüm kâbuslardan siz gelin, serinkanlı sözler verebilirim size bundan sonra her şey mümkün |