Sen Bilmezsin Bu Havaları
Sen bilmezsin bu havaları
Ayazdır, kanar dudakların Barınamaz şarkılar bu yağmurlarda, gül kokar gelincik havasında Körün gün aydınlığına eşdeğerdir bu ışıklar Yetim sözler büyür niniler kucağında, Olası bir sahipin başında tülbent işlemesi Uzanma güneşe donar ellerin kimliksiz bu coğrafyada Hat yok hathat yok basit bir lacivertin sınırlarında Kuşlar göz alabildiğince mevkisizlik sınırında Dikenli sınır terleri arasında uçmaya gönül vermiş kır bir at düşü Mayınlı arazi,çiçeksiz yenilikler, keleş sesleri Sen bilmezsin bu havaları İt ullar gün doğar pencere den içeri Yıpranmış resimler saklıdır birer hikayesi ile cüzdanlar içinde Ağlanacak bir mabetleri var en varoş yıkık kuytular içinde Geceyi beklemez ıslanmak için kediler Kurt postuna bürünüp gündüzü dize getirdiler Dedik ya sen bilmezsin bu havaları Ağacın gölgesinde yanar geçmişten kalan tüm alıntılar Parmakları kesik olasılıklar doğar Her matem sahibine ağır Yas tutmak bir kaç saate sığdırılır Şeytan tahtında uykuya kalmış İnsan tüm gereksimleri omuzlamış, şeytanın tacı başında Büyür besmelesiz yeni fidanlar, Büyür ölümü unutmuş fani ayaşlar Büyür dünya, göz büyür, cüzdan büyür Küçük yaşamlar arasında sesizlik büyür... |