bir gün sordum bir kişiye niye ki bir günde hal hatır sorup bir çay içmeye gelmiyorsun diye... _el cevap: Can ağabeyim işimiz düştü de gelmedik mi...
meğer ki işler sürene kadarmış demek bu alemde bağlılık...
karamsarlık kazanının dibi kaynar da durur her vesile mutlaka bir kaynatan da bulunur içimde ki çılgın sular hiçbir anda da durulmaz ki katarda götürür beni hiç aldırmadan önüne hüznün gök kubbesi de çöreklenirken üzerime sessizlik kol geziyor o kavruk haliyle yoksa son çare de ölmüş müdür
vefasızlığın kancık hallerinden boşalıp durur yüreğime bu tüm insafın rafa kalktığının katıksız bir resmidir sükut deresinin kuruluğunda hadi gelişte de konuş bundan sonra yüreğin sıkıyorsa
Namertliği’nin hançeri deştikçe hunharca içimi ve dışımı kanlı kanlı doğruyor umut ışıklarımı en nazik yerinden vuruyor kalp atışlarımı sevgisizliğinin hıçkırıkların da boğuluyorken sebepsiz sabah da gelmiyor erken gecenin zifiri karanlığında gönlüm senle boğulurken
dalga geçiliyor hissizliğin yumaklarından ruhum kıvranıp durur ufkumun kör karanlığında koparılırken tüm atim geleceğinden hüznü yıkıp da gitmiş olan var kopuk kaldı tüm umutlarım istikbalden ömrüme adanan saçların isyanı varken her kılında
kıvranıyor kişiliğinde ki insafsız kokuları ihanetin oynak bahaneler bile üstünü örtemiyor gözü dönmüşlüğün rüzgarı sürüklüyor hainliğin cilvelerini her daim her yerde üstüm de tufanların hasutluk hiç düşünülmeden de sürülüyor
inlerken sorumsuzluğun görkemi sahte dudaklarında soldu bahçemde ki fidanlarım sevgi susuzluğunun duygusuz kuraklığında
yalnızlık zorlandıkça ömrümü firakına bağlılıksızlık koparıyor yüreğimin istemlerinden aşk zarımı dikine sürüş-ündür zorlayış ta körelten göz pınarlarımı
uçtu uçacak saf kalbimden tutkunun son dermanı de hadi kopar tüm iplerden sevda yumağını gecenin karart ısından da sil gitsin tüm siluetini tüm emeklerin yolundan da çek de görelim maharetini nereden inceyse aradan kopar istersen ben çoktan beridir zaten sığınmışım yaratanıma çekte gitsin ellerini sakın ha benden bir bahane arama
bilirim ki bir çıkar hamlesi doğuruyor yalnızlığımı bu ömrü ben hep nasılsa yalınız yaşadım yine de kör kütük de olsa elbet yalnız yaşarım bilirim ki tan vaktinden sonra güneşdoğar başka sabaha nasılsa senin de bende sonra parçalanacak duyguların biran evvel haydi dede yürekten ölesiye görelim veda de haydi hiçte çekinme çıkart dilinde ki o son baklayı bayram da geldi geliyor nasılsa temelli olarak sana da bana da sun artık kökten bir elveda…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
-Sessizlik kol geziyor o kavruk haliyle… şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
-Sessizlik kol geziyor o kavruk haliyle… şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
uçtu uçacak saf kalbimden tutkunun son dermanı de hadi kopar tüm iplerden sevda yumağını gecenin karart ısından da sil gitsin tüm siluetini tüm emeklerin yolundan da çek de görelim maharetini nereden inceyse aradan kopar istersen ben çoktan beridir zaten sığınmışım yaratanıma çekte gitsin ellerini sakın ha benden bir bahane arama Tebrik ediyorum üstad anlamlı ve güzeldi şiir. Ramazan Bayramınızı en içten dileklerimler kutluyorum.
Namertliği’nin hançeri deştikçe hunharca içimi ve dışımı kanlı kanlı doğruyor umut ışıklarımı en nazik yerinden vuruyor kalp atışlarımı sevgisizliğinin hıçkırıkların da boğuluyorken
Tek kelimeyle mükemmel bir eser. Selam ve saygılarımla hocam.
İnsan oğlunun mefaatleri ve nankörlüğü hiç bitmeyecek bu dünya var oldukça ne yazık ki, işlerine yaradığın sürece varsın gündemde, işi bitmişse senden alacağını almışsa araki bulasın o menfaatperesti. Her şeye rağmen her insan kendini temsil eder. Bizler hiç kimseye yaranmak için yardımcı olmayız, iyilik yapmayız, el vermeyiz, bu bizim doğamızda var elbette, olmayan duygular insanı harekete geçirmez, var olan duygu eğer insancaysa ne mutlu, eğer insani değerlere aykırıysa çok yazık o olumsuz duyguları taşıyanlara. İyilik yap at denize, balık bilmezse, halık bilir. Hiçbir iyilik ilahi adalette yok sayılamaz, mutlaka karşılığı kat be kat bilinir ve karşılık bulur. Veren el alan elden her daim daha üstündür. Önemli olan başımızı yastığa koyduğumuzda vicdan rahatlığı içinde uyuyabilmektir. Bütün gayemiz, yaşama nedenimiz bu olmalıdır. Sizin de vicdanınızın sonuna kadar rahat olduğundan eminim hemşerim, yüreğinize sağlık çok güzel ve anlamlı, mesaj veren dizelerdi, kutlarım. Bayramınız mübarek olsun, şen ve esen kalınız...
karamsarlık kazanının dibi kaynar da durur her vesile mutlaka bir kaynatan da bulunur içimde ki çılgın sular hiçbir anda da durulmaz ki katarda götürür beni hiç aldırmadan önüne hüznün gök kubbesi de çöreklenirken üzerime sessizlik kol geziyor o kavruk haliyle yoksa son çare de ölmüş müdür
vefasızlığın kancık hallerinden boşalıp durur yüreğime bu tüm insafın rafa kalktığının katıksız bir resmidir sükut deresinin kuruluğunda hadi gelişte de konuş bundan sonra yüreğin sıkıyorsa
Namertliği’nin hançeri deştikçe hunharca içimi ve dışımı kanlı kanlı doğruyor umut ışıklarımı en nazik yerinden vuruyor kalp atışlarımı sevgisizliğinin hıçkırıkların da boğuluyorken sebepsiz sabah da gelmiyor erken gecenin zifiri karanlığında gönlüm senle boğulurken
dalga geçiliyor hissizliğin yumaklarından ruhum kıvranıp durur ufkumun kör karanlığında koparılırken tüm atim geleceğinden hüznü yıkıp da gitmiş olan var kopuk kaldı tüm umutlarım istikbalden ömrüme adanan saçların isyanı varken her kılında
kıvranıyor kişiliğinde ki insafsız kokuları ihanetin oynak bahaneler bile üstünü örtemiyor gözü dönmüşlüğün rüzgarı sürüklüyor hainliğin cilvelerini her daim her yerde üstüm de tufanların hasutluk hiç düşünülmeden de sürülüyor
inlerken sorumsuzluğun görkemi sahte dudaklarında soldu bahçemde ki fidanlarım sevgi susuzluğunun duygusuz kuraklığında
yalnızlık zorlandıkça ömrümü firakına bağlılıksızlık koparıyor yüreğimin istemlerinden aşk zarımı dikine sürüş-ündür zorlayış ta körelten göz pınarlarımı
uçtu uçacak saf kalbimden tutkunun son dermanı de hadi kopar tüm iplerden sevda yumağını gecenin karart ısından da sil gitsin tüm siluetini tüm emeklerin yolundan da çek de görelim maharetini nereden inceyse aradan kopar istersen ben çoktan beridir zaten sığınmışım yaratanıma çekte gitsin ellerini sakın ha benden bir bahane arama
bilirim ki bir çıkar hamlesi doğuruyor yalnızlığımı bu ömrü ben hep nasılsa yalınız yaşadım yine de kör kütük de olsa elbet yalnız yaşarım bilirim ki tan vaktinden sonra güneş doğar başka sabaha nasılsa senin de bende sonra parçalanacak duyguların biran evvel haydi dede yürekten ölesiye görelim veda de haydi hiçte çekinme çıkart dilinde ki o son baklayı bayram da geldi geliyor nasılsa temelli olarak sana da bana da sun artık kökten bir elveda…
(02.07.2016) AZAP…
......işte şiir işte şair..Versinler de bir Nobel görelim..Vatan hainine Nobel vermekle olmuyor öyle..(orhan pamuk)
inlerken sorumsuzluğun görkemi sahte dudaklarında soldu bahçemde ki fidanlarım sevgi susuzluğunun duygusuz kuraklığında
yalnızlık zorlandıkça ömrümü firakına bağlılıksızlık koparıyor yüreğimin istemlerinden aşk zarımı dikine sürüş-ündür zorlayış ta körelten göz pınarlarımı
uçtu uçacak saf kalbimden tutkunun son dermanı de hadi kopar tüm iplerden sevda yumağını gecenin karart ısından da sil gitsin tüm siluetini tüm emeklerin yolundan da çek de görelim maharetini nereden inceyse aradan kopar istersen ben çoktan beridir zaten sığınmışım yaratanıma çekte gitsin ellerini sakın ha benden bir bahane arama
bilirim ki bir çıkar hamlesi doğuruyor yalnızlığımı bu ömrü ben hep nasılsa yalınız yaşadım yine de kör kütük de olsa elbet yalnız yaşarım bilirim ki tan vaktinden sonra güneş doğar başka sabaha nasılsa senin de bende sonra parçalanacak duyguların biran evvel haydi dede yürekten ölesiye görelim veda de haydi hiçte çekinme çıkart dilinde ki o son baklayı bayram da geldi geliyor nasılsa temelli olarak sana da bana da sun artık kökten bir elveda…
Ne güzel ve ne anlamlı dizeler olmuş tebrik ediyorum selamlar...............
Namertliği’nin hançeri deştikçe hunharca içimi ve dışımı kanlı kanlı doğruyor umut ışıklarımı en nazik yerinden vuruyor kalp atışlarımı sevgisizliğinin hıçkırıkların da boğuluyorken sebepsiz sabah da gelmiyor erken gecenin zifiri karanlığında gönlüm senle boğulurken
Yüreğiniz dert görmesin değerli Üstadım. Tek kelimeyle mükemmel.
gerçekten tekrar tekrar okuyorum
içine çekiyor beni kayboluyorum...