Anlamak
Hadi vaktimiz kısa
Bir buğunun kristalleri gibi Eriyip gidiyorsun parmaklarımın ucunda Ilık bir yalnızlığa bürünüyorum sızınca öğlen kuytusunda kuşlar Sıcak cam önlerine Meydansız günyüzlerinde Sahil kasabası mı yokluğun başımı kollarıma koyup Oturuyorum dizlerim boşluğa adım atıp sendeleyen bedenimi taşıyor Hadi şimdi kalk diyen hafif rüzgarın Bunalımı iliklerimde kum yağmuru Hadi kalk komutunu Bedenımle durduruyorum Ama sen öyle bir yerde Gidişini buldum onu aldım ve yeniledim Tekrar avuçlarımda işte Ve karışıyor toprak kendi özleminle Şimdi diyorum kaç milyon yerde Birleşiyor ve titriyor Al bütün zerrelerini esirgeme |