AH, O ANILAR...Seni düşündüm bugün sevdiğim.. Hep pencereden dışarı daldı gözlerim. Açıldı gözümün önünde pencereler... Uzandı yollar... Senli hâtırâlarla doldu yüreğim... Hani dolaşırken seyrederdik ya; Parklardaki ulu ağaçları. Dal dal uzanan göklere... Sarmaş dolaş sevgililer gibi, birbirine dolanmış dalları... Kiminin elleri açık, Benzerler, huşû ile dua eden annelere... Yağmurdan gözyaşları, dal uçlarından damlarken, Kıpırdar gibi rüzgârda dudakları... Ya peşimizde, ayağımızın dibinde bitiveren, Belki sadece o günün dostları, Sadık sokak köpekleri. Gözlerinde, en güzel bakışlarla sadâkati sunarlardı sanki. Usulca okşayınca başlarını, Nasıl da bakarlardı içten, vefâlı dostlar misâli... Yanımıza koşup, bacaklarımıza sürtünen kediler... Bir lokma, ya da ufak bir okşamayla Minnetle bakan yüzümüze... Öyle sıcak ve yakın... Harmanlanıverirdi bir anda sevinçle hüzün kalbimizde... Kucaklayıp sarılıvermek gelirdi içimden, Mutluluğumuza, mutluluk katan dostlarımızı, İki adımda bir dönüp okşardık seninle... Aynı duyguyla, aynı sevgiyle... Onları sevdikçe, daha da kaynardı kanlarımız birbirine... Gözlerimizde mutluluk pırıltıları, Bir sevecenlik sözlerimizde... Yavaş yavaş yürürdük deniz kenarına. Karşımızda sâkin, pürüzsüz deniz. Göklerde, sevinçli bir telâşla haykıran martılar... Ve birbirine sıkıca tutunan ellerimiz... Sarılıp, sıcaklığını armağan eden birbirlerine... Ve otlara, çiçeklere dost adımlarımız... Usul usul... Arada, bir çiçeği seyredip, sevmek için duraklayan... Hep, yanyana olmak isteyen adımlarımız... Usuldan söylediğimiz şarkılar... Sadece, birbirimizin duyduğu. O eski zamanların... O duygulu... O, aşk dolu... O bambaşka şarkılar... Boyum yetse, omzuna koyup başımı... ................. Ah, o anılar... O anılar... Paylaştığımız lokmalar... Bir sana... Bir bana... Aynı şişeden içtiğimiz su... İnan canım... Bir ömre bedeldi doğrusu... Hâlenur Kor |