Yokluğun korsan bir deniz kara parçaları tarafından esir alınmış bir ada dalgalar okşar,geçer içimizden aşınırım,eksilirim yokluğunda bu bir falez değil ben de akdeniz duygularım hala ege kıyılarında ağlamayı balıklara bıraktım fakir bir denizde oltalarım boşa çıkıyor hep şurada iki adam var durmadan dolduruyor kovaları boşa çekiyorum,boşa attığım bütün hayatları
II
yokluğun yarım kalmış bir ayet bir ayağı hala gökte asılı kalmış ezbere yazmak zor seni adına bir şeyler söylemek yenilik seni sevmek,yeniden sevmek delilik seni bilmek bu genç çağımda bir çağdaşlık değil gericilik on mani padme hum tekrar ediyorum sürekli aklanıyorum
III
yokluğun dizi kanayan bir çocuk ağlaması akşam ezanı kadar hızlı geçiyor hıçkırıkların burnumuzdan akıyor kulağımızda imamın sesi frank sinatra’dan bir parça okuyor aklım hep dışarıda kalmıştır zaten bir çocuk kadar heyecanlı
IV
yokluğun mahalledeki nuran abla varlığı ve yokluğu saklı olmuştur hep evinin içini ancak güneş vurunca görürdük arkadaşlarımla merak ederdik iki çocuğu vardı yaramaz o da hayattan bir şey anlamaz kocası geç gelirdi o aldırmaz yokluğun komşuları andırıyor
V
varlığın ilk çağda çarmıh kokusu harfendaz ile dövülüyoruz geceleri gökyüzü parlıyor bulunduğumuz yerden iki kedi yanaşıyor yanımıza ben parmağımla seni gösteriyorum o parmağımı kokluyor anladım yokluğunda her şeyi varlığın artık belli olmuyor.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yokluğun şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yokluğun şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Farklı ve yormadan okunan, heyecan yaratan bir dil. İlk defa okuyorum. Şiirsel bir keyif aldım. "Yokluğun..." gibi klişe bir sözcüğü bu kadar okunası şekilde şiire yaslamak kolay olmasa gerek...
varlığın ilk çağda çarmıh kokusu harfendaz ile dövülüyoruz geceleri gökyüzü parlıyor bulunduğumuz yerden iki kedi yanaşıyor yanımıza ben parmağımla seni gösteriyorum o parmağımı kokluyor anladım yokluğunda her şeyi varlığın artık belli olmuyor.
Yoklukla yasayinca alisiyor insan varligi bile alamiyor biraktigi yoklugunun yerini malesef.. Tebrik ederim Gökçe
İki arkadaş gibi iki konuyu da örebiliyoruz bir arada. Türk Edebiyatında ne kadar ileride olursam o kadar iyidir şahsıma bu yolun yolcusuyuz. Çok teşekkür ederim.
"on mani padme hum" Budistliğin mantrası ve Aydınlanmış merhametin ses formuna dönüşmesi,kişinin merhamet-sevgi kavramları üzerine konsantre olmasına ve benzeri bütün olumlu duyguları kalbinde hissetmesine yardımcı olan bir sembol.. Uygulamak ancak ve ancak bedeni ruhtan izole etmekle başlıyor ve bu harika bir öze dönüş ritüeli.. Çok çok güzeldi Gökçeçim...
Dilek USTA tarafından 6/26/2016 2:34:59 PM zamanında düzenlenmiştir.
Şiiri çok güzel incelemişsin,araştırmayan bir yazar alıntı yapmış gözüyle bakabilirdi araştıran ve anlayan ise şiiri de kavrıyor. Çok teşekkür ederim..