3
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1104
Okunma
sahilde geziyordum derken bir vapur geldi
birden sevinçle durdum içimden bir tur geldi
güverte püfür püfür sonbaharda güneşte
lütfen etmeyin küfür serüven budur işte
güzelliğe doyulmaz olmaz, olmaz böyle haz
sözlerle anlatılmaz rakipsiz eşsiz boğaz
sonra bir iskelede yeni yolcular bindi
deniz boğaz nerede zevk sağanağı dindi
zira aralarında bir güzel beni çekti
emin oldum o anda gezi şenlenecekti
tesadüf belki kader işte geldi karşıma
kader bana ne eder iş açacak başıma
sigarasını yaktı dumanını savurdu
kirpik altı bir baktı tam onikiden vurdu
şimdi hayallerdeyim direkt kalbime indi
kimim neyim nerdeyim tüm kayıtlar silindi
başka ne varsa tabu sade ve yalnız o var
yıldırım aşk işte bu tüm diğerleri kovar
kafamda çınlayan ses içimden fışkıran his
der ki “tereddütü kes” işte bak yeni felis
o ankara kedisi bu boğaz’ın “lady” si
sanki bir su perisi fakat kim neyin nesi
cömert üstü bir etek dudak bal dişler petek
göz atmıyor ki bi’tek gülüyor sâfi istek
şair mi ne şairi tek söz gelmiyor akla
şükür kaldığım diri hem ne derim ne hakla
beynim şaşkına dönmüş hayallere gömülmüş
sanırsınız ölümmüş cennet huri görülmüş
sanki tûba meyvalar karşımda salkım saçak
gözlerde karnaval var bu ne kol bu ne bacak
kapadım gözlerimi birlikteyiz belledim
elini dizlerini saçlarını elledim
birden sarsıldı gemi iskeleye yanaşmış
allah kahretsin emi meleğim uzaklaşmış
bir baktım çoktan inmiş açıp da ellerini
kucaklıyor sevinmiş yakışıklı birini
olacak zaten buydu benimkide ne huydu
bir “sen söyle sen duy” du boşa akan bir suydu
vapur turu bitince düşündüm ince ince
inceden daha ince derinden de derince
hay bacağım kırılsın nerden aklıma geldi
ah şu gönlüm durulsun sanki çılgın bir yeldi
haydi be git işine onun senle işi ne
düşme güzel peşine kâbus olur düşüne
bak sağına soluna takılma kız duluna
tak sepeti koluna herkes kendi yoluna
(16 kasım ’06)