YAĞMUR TANESİYağmur dışarda yağıyordu Ben içerdeydim... Penceremin önüne düşüyor, Camlara çıkıyorlardı. Ne çok, ne bereketliydiler Bardakta, sürahide, Bir içim su gibi duruyorlar, Oluklardan yine onlar akıyorlardı. Şen ediyorlardı girdiikleri haneleri. Ne tatlı, ne hoş, Ne güzellerdi yağmur taneleri. Beni yakan da bir yağmur tanesiydi İçlerinden en güzeli, En şahanesiydi. Ama ben, ona bile uzaktan baktım. Yüreğimi, Bir çöldeymişim gibi yaktım. Yağmur dışarda yağıyordu Ben içerdeydim... Dallara, yapraklara, Kumlara, topraklara Pervasızca düşüyorlardı. Kah bir gül dalında titriyor, Kah bir serçe kanadında üşüyorlardı. Üstelik ırmağa da iniyorlardı, Göle de, denize de... Oysa yağmur bekleyen topraklar vardı Suya hasret kızgın çöller... Yani ihtiyaca göre değildi Yağmurun yağışı Yoktu kendini kurutana Merhameti, bağışı. Yağmur dışarda yağıyordu Ben içerdeydim... Penceremin önünde Yağdı... yağdı... Sonra sel olup akıp gitti. Ne hayaller kaldı geride, Ne umutlar, ne de başka bir şey... Biliyorum, huzurlu değil Biliyorum, mutsuz onon da hanesi Gel gör ki, Zamanı geriye akıtamam. Beni hiç affetmeyecek yağmur tanesi. Yağmur dışarda yağıyordu Ben içerdeydim... Hasan Ukdem |