OFFF ANNEM OF..
OFFF ANNEM OF..
Nerem acırsa acısın veya ağrırsa ağrısın… İlk müdahaleydi annemin sımsıcak öpüşü. Yara değilse eğer geçerdi ağrılar ve acılar, Ya da geçtiğini sanırdım. Offf annem of.. Sen gittin ya, ağrılarım ve acılarım yoğun şimdi. Hiçbir öpücük, senin öpüşüne yetmiyor annem. Gönül ağrısı, zaten öpücükle de gitmiyor annem. “Erzurum çarşı Pazar” türküsüyle de içim yanar, “ Giden gelmiyor acep nedendir?” türküsüyle de. Şarkılarsa, zaten benim için yazılmış sanki. Her şarkıyla bende hüzün tavan yapar inan ki. Eserin bu adamdır ve bu adam mahzun şimdi. Gitmez bu adamın özünden, hüzün şimdi. Gel, gel de öp geçsin gönlümün ağrısı annem. Senden başkasına olmaz, bu gönlün çağrısı annem. Tebelleş oldu, dertlerin her birisi başıma. Her bir dert, bir başka acı koyar aşıma. Sanma ki başım ağrıyor annem. Ahan şu sol yanımdaki, döşüm ağrıyor annem. İtina gösterirdin sen, öperken bile. Acı veren itina etmiyor annem. Öylesine acı, öylesine ağrı ki bu döş ağrısı, İğneyle, ilaçla gitmiyor annem. Senin öpmenin yerini, hiçbir şey tutmuyor annem. Canımın canı sıkılır, Elemlerimin elemlenmesine, Aklımın aklı gider sanki. Gönlüm gönülden ister, göçmen kuşlar gibi uçup gitmeyi. Dilimin dili çözülür böyle zamanlarda, Denizlerin denizlere kavuşması gibi, Acılarım başka acılarla kavuşmak ister, Belki “beterin beteri var” cümlesini söylerim diye. Offf annem of.. Ne hale düştüm hele bir bak! Gitmeseydin, öperdin ağrıyan döşümü annem. Oysa yoksun ve süslersin her gece, düşümü annem. Mustafa EROL 04. Haziran. 2016 Manavgat / Antalya |
Kalemin susmasın
________________________Selamlar