GURBET
GURBET
Yaz henüz gelmişti, ben ayrıldığım da, Kaç vakit geçti sayamadım Kaç ay, kaç yıl, kaç mevsim tükendi ardı ardına Zaman su misali derlerdi de inanmazdım Hasretlikler içinde zaman tez geçermiş anladım A benim ruhumun teri memleketim, Dünyayı verseler değişmem çayırındaki bir çiğ tanesine Gökyüzündeki buluta, Ağacındaki yaprağa Kurak, çatlak bir avuç toprağına Meğer gurbet dedikleri mahpuslukmuş, Güneşli avlularda yaşanırmış öylesine hasret dedikleri Dönüşümde ne bulurum bilemem, Bildiğim elbet döneceğim bir gün Bırakacağım canımı , bedenimi koynuna Eyy verilmiş sözüm, Edilmiş yeminim kadar kutsal ülkem Şimdi dağlarında hangi mevsim vardır bilemem, Elimde takvim yapraklarından güller Gözlerimde bir çocuk edasında bakışlar . Saçlarımda kar beyaz aklar, Bunca acıya nasıl dayanılınır ki ? Bu kadar çile boşa çekilmez ki, Ve bunca ölümden kolay dönülmez Yüreğimde özlemin olmayınca Bir başka büyüyor korkularım Yollarına düşler ektiğim memleketim. Çok sevsem canımdan seni Bağrında bana da yer verir misin? NUR DAMAR... 31.05.2016 // 14.07 |