KÜFÜR
KÜFÜR
sıkışır iki dudak arasına miladi küfürler sessiz bir çığlığa bürünür dilim hadi gürle gürle de yağ kurşunlar gibi aşkta karşılık bulmayan düşlerin üstüne elvermez yüreğim dönüp te sorarım nedir bu halin karşılığı olmayan bir soru gazabı Nemrudun dehlizi Yusuf’un sahra-i kebirde yangın benim aşka susuzluğum bin bir renk çiçeklerle bezenmeden sevi bahçeleri patlamadan tomurlar dalında kurur yeter artık kıymayın bırakın da sahralar suyla buluşsun göçmen kuşlar bile kendinden göçerken dilimde infilak’a hazır küfürler söyle senden göçmüşlüğüme nasıl küfretmesin suçluysam parmak izi aransın dilimde dudak girizgahında saklı küfürlerim patlar infilak sonrası yüreğim bin parça benim yalnızlığımın delili lavlardan arta kalan yüreğimde sızıntı bir sevda kesiği bir benden sana göçmüşlüğüm bir ihtiraslı özlemler bir de sevmekle bitiremediğim sen var birer birer gelirken aklıma sessiz çığlıklar büyür miladi küfürler düşer dilimden Efkan ÖTGÜN "Dudağımda eğreti bir tebessüm, dilimde miladi küfürler uyur!" |