Ah Anadolu'm..
Çaputlarla süslenmiş bozkırın en tenha köşesi,
Güneş desen görünmez ufuktan az buçuk bakar, Ak yayık ceset kokusunu alsam da çullansam der. Çelik dağları birbirine kilitlenmiş ovanın ortası.. Bir yanı Anadolu, öbür yanı Moğol bozkırı.. Onlar ki zamanında ettiler ihaneti Oğuz Kağan’a, Mühür derdine düştüler çelik dağların arasında, Ayaza akan nehirler yetmedi onlara. Rusya’yı çalkalayıp yuttular bir tufan gibi. Yahut Hintler ne yapsın, koptular fırtına gibi. Asrın devleti Çin çökmüş önlerinde dizini, Anadolu’dur sıradaki hedefleri! Ahh yokmu o Anadolu’m.. Ecdadın emanet ettiği bin devletli yer suyum.. Lale bahçelerinin arasından akar nehirleri. Nallahan’ı var bir de dervişlerin merkezi. Ya Konya’sının narin ovalarına ne demeli.. Sarp yamaçlarında açar golyak çiçekleri. Türkmen obaları ile Adaletin neferi. Hüküm muştusu ise Anadolu Selçuklu Devleti. Söyle hele Âvnî, nedir bu Moğolun derdi? Dört naldan koşan taylar, Baştan aşağı kuşanmışlar. Kan, toprak kokusu birbiri ile örselenmiş. Selçuklu ordusu ise birbirine zincirlenmiş. Bağırıyorlar! "Allah! Allah!" Kan gibi yuttular sanki binlerce nökeri.. Kösedağ’da koptu bir tufan, savurdu her yeri.. O lalelerimi ezdi Moğol çizmeleri.. Konya’mdan yükselen bulutları seyrettim seherden beri... Ah Anadolum! Kan akar oldu nehirleri.. Düştü Selçuklum... Ah benim Devletlü Sultan Keykubad’ım.. Nerede senin o Adalet muştun! Nerede senin o ilahi Sancağın! Cihanın ordusu yakıyor Anadolu’nu.. Dumanla büründü gül kokulu Gülistan’ım. Moğol sancağı ile donatıldı güzelim Nallahan’ım. Gitti benim naif Anadolu’m.. Yandı, kül oldu benim Anadolu’m.. |
Canlı şiire ruh ve anlam veren duygulu kaleminiz hiç susmasın…
Kutlarım.
Beğendim.
………………………………. Saygı ve Selamlar…