tek kişilik yalnızlıköncesi nefes almaktı gitmenin kalmaktı sınır ötesine küfredişim tüm köprüler sendin oysa kurak bir buluta yaslamadan gözlerimi göçebe bir kuştu kanadına hapsedilen güneş gökkuşağıydı çocukluğumun yağmur elleri susmanın diliydim tüm harflerde en çok dudaklarına susmayı severdim derinliğimde topraktım alına salına gelincik açardım sabahlarıma kerpiç bir duvardım bacasız evimde tüterdim adını kazıdığım tüm gitmelere ipsiz bir uçurtmaydım tüm renklerde göklerime rüzgar denizlerime yağmur ekerdim ölmenin de diliydim tüm ecellerde en çok ta gözlerine ölmeyi severdim şimdi tek kişilik yalnızım boynum yağlı urgan yokluğun gece ve ölüm kadar soğuk kokuyor nefesim... ilhanaşıcımayısikibinonaltı |