Turkuaz/kinYeniden doğmanın inadına Gömüt karaltıdan geri kalan kınından savrulan hançer sus pusluğun şehvetini bozan aykırı siyaha gün ışığının cesareti kadar zamanlı doğar Gecenin kara çarşafını asılıp almak zifiriye kaçan sınırlarda ötelemeden boğulmak için susuyor izbede sıkışan gamze Can çekişirken içimin debdebeli huysuzluğu kirpiğimin ardına saklanan yeşil galeyanım dumanı üstünde umutları yeşertiyor Dilden düşen her sözde vurulan yanlarıma mil çekiyor karanlıkta kalan sancılarım Hayatın kalleş renklerine aldırışsız yanım ben sana hep Turkuaz/ım |
biraz siyah
karışım / dayım...