Bir İstanbul Sefası
Çıkıp şu İstanbul sokaklarını
Adım adım gezen ayak, Kesilse dermanın senin de, Yorgunum demek gelir mi içinden? Ve sonra bir köşeye kıvrılmak Gecenin sessizliğinde yudum yudum Ezanı tadan ey kulak! Eksilmiş olsa damarında o tiz, Onun için Rab’bına yakarmak içinden Ve bir mabedine yüz sürmek Gece yumulup günüz sonsuza açılan Renklere tavırla çalım atan ey göz! Arzular mısın uzun uzadıya gönlünce Üsküdarı seyretmek Çamlıca tepesinden Ve mavi denizi, yeşil sahili güldürmek. Bir gelinin boynundaki boncuklar gibi Gök kubbesinde parlayan ey yıldızlar! Marmarayı yalamak mehtaba karşı Sonra çöl kurdu gibi susamak içinden Ve ne bu hal, diyerek kendine gücenmek Ey sanatı sanatçıyı seven İstanbul! Ey aşinalı kitabe, nükteli sözler Ey yüce komutan Fatih bir daha kalkıp Heybetinle hükmetmek gelir mi içinden Ve İstanbul’u bir daha coşturmak |