Tüneldeki Siren
Bahtımın görünmeyen uç noktasıdır
İki mendil arasında çıktığımız yollar Sükunetle akıp giderken ömrün hızı Hayal-gerçek arası kurulan sofrada Afiyet buyrulmadan bir siren duyulur Sur-u alemetten beter, tüneldeki siren Katar katar olmuş hırpalanan günahlar Kabus tahtımdan yedi arpa boyu zıngalar Baş aşağı pare pare dökülür yüz perdelerim Titremelerim, deve cüsseli bir kırkayak geçer Üstümden ağır ağır, seke seke tek ayak üzeri Bir deve cüsseli kırkayak geçer üstümden Tempolar tutuldukça el ayak dağılır, kavrulur Önce siren çalar, ilikler donar, kulaklar sağır Atılır ahım ağıla, yürümeden yayılır bayılır. Üzerimde mest olur, ben mestane uyur. Dinle, durmadan öten tüneldeki siren duyulur. |