uyanma
kırmızı akıyor gök dereler toprak denize
sanal gerçeklikte kanlı savaş beyaz yelkenlerin var misinası bulut yıldız bahçeye ateş taşıdığın sen hey saçlarına gece giyinen uzak kadın kır ellerinin belini az omuzlarına mor kanatlı ağaçlar türesin köklerine söz geçiremeyen su o çağıl gelen göbek çukurundan araladıkça devamını eklersin bozgunu ocak canlı yayım saklanılan her sabah kaç ölümüz oldu tan yerine saymadın hiç serilme sisli gölün duru tenine nefessiz titreyerek uyanacak uzuvlar ağır işçiliğe kramp var delice dans et çöl halkı olup yağmur savuracak perdesiz yüzüme yoksa her hayali yüz duvarları demirden örülmüş slogan sanacaklar yine aradığın damlayı sen diline yaladığın korlu düşü çok seversin öldürecek kadar ben bildiğimi 0143 |