SÎNE-İ YÂR MEYHÂNESİEhl-i aşkın dergâhıdır sîne-i yâr meyhânesi, Meyhâneyi dergâh kılan, lâl leblerden peymânesi. Mey değildir serhoş eden, peymânenin âteşidir, Sun ey sâki, ben de oldum o leblerin dîvanesi... Kızartrtıkça gül ruhsârı, vuslat ânının sürûru, Pembeleşir ipek teni, rahşân olur yârin nûru. Etrafında dönüp yaşar, hem sevdâyı, hem gurûru Sonu, yanmak sinesinde, nûr-u yârin pervânesi.... Ünal Beşkese ::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::... Aşk ehlinin muhabbet yeri olan meyhane, yârin sinesidir Onu muhabbet yeri yapan, şarap rengi dudaklardan kadehlerdir İçki değil, o kadehlerin (dudakların) ateşidir sarhoş eden Ver saki, ben de o dudakların çılgınca tutkunu oldum. Gül yanakları, vuslat anının sevinci, hazzı kızarttıkça Teni pembeleşip, daha parlaklaşır sevgilinin ışığı Etrafında döne döne seyrederek sevdayı yaşamaktan gururlanır Ve, pervane gibi, o ışığın (ateşin) ortasında, sevgilinin sinesinde yanmaktır kaderi. |