SERZENİŞ
Göreceli düşlerin teselli bulduğu
Tecellisi maneviyat yüklü sefil ruhum. Gıyabında sabırla sınandığım.. Nezdinde zerre serzeniş andığım.. Aklın kıvılcımında mimlenen ruhum.. Kalbin alevine kapılan tek nurum.. Gönülsüz seferberliği yad ediyorum: ’Nükseden rehaveti, boş olmayan yüreğe boca ediyorum.’ İnan ki üstüme hiç alınmıyorum. Alıştım evvelden.. Ben doğmuşum önce, sonra acılar.. Halbuki önce gün doğar, sonra beden.. Acıların kırgın yürekteki direnişi.. Dağılan bir satıra hapsolmuş yolum. Geçmişi olmayan bir yol benimki-si.. Terk edilmişliğin coğrafyasında yaftalalanan bir ’ben’lik. Sadece gözyaşlarımın müridi iken Yaradan sayesinde kaç kez döndüm o yoldan? Kah kafeste şakıyan kuş, kah hayal ibresinin ucundaki sonsuz maviydim.. Sonra Ardından.. Devrik bir ömür! Yitik bir aşk! Ve Nihayet bir boşluk! Tefekkür kadar efkarı derine taşıyan bir aşk! Sık sık nükseden ağır bir sancı kesintisiz. Nidaları kayıp bir şehir kapısı gibi.. Geceden kalma bir sızı sanki.. Bu gönülsüz bir sürecin zaman dilimidir. İstenmeyen acıların durduramadığı gözyaşlarıdır. Son nefesini verirken ömür, Duyulan tek pişmanlıktır! Acıdır! Nefrettir! Kindir kalemimi saran. ’Ömrüme kattım’ dediğim o kalbin pis kanıdır akıttığım. Ve Tek bir kelime zikrediyorum sustuğum yerde; EYVALLAH! |