Gibi
Dünya yaşanacak yer
Varsın yaşarız yaşıyoruz da Ansızın geçen bir tren gibi Zamansız bir saat gibi Yağmurdan sonra çıkan Gökkuşağı gibi Ansızın belirir herşey Kaderin çizgilerinde oynar durur Aynaya yansıyan yüzler gibi Sigaradan düşen kül gibi Bizim istediğimiz yöne gitmez Elbet gitmeyecek akışlar Sustuğumuz olayları astığımız gibi Gönül meskenimizi parmaklıklar ardına Hapsettiğimiz gibi Dünya yaşanılacak yer aslında öyle gibi Bir avuç mutluluk uzatır gibi Elini korkakça çeken minik çocuk Dayak yese bile anne deyip ağladığı gibi Yahu ne deli çağları var insanlığın Hüzünleri ısıtacak gibi Eline iki üç kuruş geçince mutlu olur gibi Hakiki sadakat arar gibi Göğe uzatacak elleri var gibi Ama söz tutacak yürekleri yok gibi Ne çok yalanın bastonu olmuş Saysak sayamayacağımız yüzler gibi Dilinden onca seviyorum dökülürken Yarın başkasıyla uyananlar gibi Bugün can yoldaşım sırdaşım Ardımsıra yılan gibi İyiliği denize atıp Bir ayakkabı çıkarır gibi Her kedere yanaşır gibi Her derde bulaşır gibi Hasta adam gibi Karayı seven beyaz düşler gibi Mutluluk isteyip günlerce Başkalarına gülenler gibi Dışa bakıp içimizi göremeyen Körler gibi Arapsaçı dünya Her telden çalıyor kusursuzca Yine de direnmeli hayata Yaşanılası yer dünya İki üç şişe şarapla dertleri unutursak Bu da mübağ sayılarsa Yaşanılacak yer doğrusu Farklı yönlere tecavüz eden Limanı belli belirsiz görünmeyen Her kötülüğü bulaşan Batırılacak gemiler var gibi Bırakalım göğe Yüzsünler.. |
i