Leyla'dan yola çıkmakAvare hayallerim sırtımda nasır tuttu gül muştusu dudağımda münhasır her dem hu der çok çok eveldi ezeldi umudun Yusuf’u olmuştum çıkmıştım kuyudan sağımda bir melek solumda bir melek çarığım ayağımda çöl düşmüştü yoluma Leyla’yı aramaktaydım aforizma çadırında konakladım o gece bir dede oturmuş pöstekide gülümsüyordu bütün gece azıkla doldurdu torbamı benden gizlice sonra sabah yine düştüm yola kara saçları diken diken oldu Leyla’nın serildi yoluma battı topuklarıma yarıldı ayaklarım güneş gözlerimde ateşiyle eriyik cıva sanki şerha şerha çatladı dudaklarım Leyla ahh Leylaa bir yudum su sesim çıkmıyordu oysa ki haykırıyordum önce rabbe sonra ona sığındım bir esinti duydum yüzümde Leyla bir gölde yıkanıyordu damla damla içtim saçlarının ıslaklığını sürdüm yüzüme uzak dağlardan uzak gürültüler geldi sonra korkunç bir sesle inen çığdı son gördüğüm avare hayallerim sırtımda hasır Leyla’yı aramaktayken göçebeyim dedenin öğütleri kulağımda hiç acıkmadım susadım susadım Leyla’nın saçlarının ıslaklığı dudaklarımda seslendim seslendim duyan olmadı sonra uyandım sağımda bir melek bir de solumda Leyla’lar çoğaldı yığıldım yere Yüksel Nimet Apel |