HOYRAT ELLERİMHer gece düşüme rüşvet dağıtır; Gözümden dörtnala kaçarken uyku… Peşinden koşmaya gücüm mü kaldı; Cinneti bağrında saklayan kuytu… Her gece düşüme rüşvet dağıtır… Aklıma geldikçe Bakırköydeyim… Bilmezler dilimde gezen nönkörü; Yanık bir türkünün bam tellerinde; Hayalin topalı düşün en körü; Aklıma geldikçe Bakırköydeyim… Benim ben toprağa diz çöken deli; Kimseler görmeyen ağlayıp duran… Geçmişi yarında bekleyen garip; Açılmaz şu sağır kapıya vuran; Benim ben toprağa diz çöken deli… Suçlanıp dururken yüzümde neş’e; Matem havasında yağmur zamanı… Diklenip duruyor bulutlar artık; Eline geçirmiş okur fermanı; Suçlanıp dururken yüzümde neş’e… Şu dilsiz kapının çalması yakın; Bayrama dönecek fakirhanemiz.. Sevdanın üstüne yeminler eder; Mendile düşerken yürek tanemiz; Şu dilsiz kapının çalması yakın… Çekildim, bu savaş çok uzun sürer; Cepheye dolarken bir sürü hüsran… Ağır yaralanmış duygular safi; Dillerde teselli dayan be dayan; Çekildim bu savaş çok uzun sürer… Hadi tut çekinme hoyrat ellerim; Emektar kalemden borcunu iste… Gelecek günlerin hakkı saklanır; Puslu havalarda siyah bir siste; Hadi tut çekinme hoyrat ellerim… Ali ALTINLI – 12.04.2016 Saat: 22:54 |