Devr-i Alem
Bir şiirde devri alem
/Kah Zümrüt Anka’nın kanadındaki tüyüm Kah Muhacirin düşündeki ülkü En çok da yarin o el değmez zülüfü Beni anlayacaksan düşmelisin peşime Önce silmelisin muhayyilendeki küfü Sahi taşıyabilir misin hicret adlı bu yükü Haydi../ Altay’larda içtim kana kana yılkıların su içtiği ırmaktan Çekinmedim sahi Efkarımı kar suyuyla yıkamaktan Kıl çadırlarda gelinlerin elleriyle sağdığı Kımız ve kurutulmuş et Seçeneksiz lezzet Anladım üzerine güneşin doğup battığı Her çadır maksat Iztırap yegane pusat Sana tepesinden seyrediyorum seni Tiflis Hayallerim Nur seli Mektebinin planını yapıyorken bir dev Yüreği Volkan , göz bebekleri alev toz oluyorum bazı,bildiğin toz Bir öğretmenin delik botlarının altında Mevsim kış, ümit yaz Öğretmenin dudağında ıslak bir türkü Baharı görmeden geri dönmek olmaz Kilimanjaro elmasların senin olsun Bana esrarını aç ,ve siyah hüznünü Tenim beyaz lakin , ben almaya değil Sana bir sevda vermeye geldim Tüm renklerden azade bir sevda Ve muştu paylaşmaya geldim Bir mahrem , peçesini açan bahtiyar kulaklarda Eyfelden sarkan medeniyetin mimine talibim ben İnanamazsın belki ama senden de almaya değil vermeye geldim bu sefer Biraz inci ,biraz mercan Çokça başkalaşmış can değil tüm ihtişamıyla bir Ümran sunmaya geldim Şuuraltımda kabaran Haydi Eyfel kibrinle sakladığın Mestur gözyaşlarını sil Değişti devran |
Kilimanjaro dağı
Eyfel...
Düşsel bir gezinti,efsanelerin büyüsünde...
Ne güzel...