Bir Babanın Feryadı
Kız babası olmak zor iş be gardaş,
hele bir de kızın salak olunca. Tad vermez yediğin ne ekmek, ne aş, kokladığın kavun şalak olunca. üç yıl önce dünürlüğe geldiler, çaylarını içip söze daldılar, gözümün nurunu benden aldılar, sızlayan beyin, kalp, dalak olunca Baba-kız sohbete daha kanmadan, "seviyorum" dedi hiç utanmadan, iyi düşün kızım canın yanmadan! Sen söyle dur, sağır kulak olunca. "Hayırlısı olsun" dedik, yolladık, düğün ettik, süslü püslü pulladık, kızımı kocası sağken dulladık, damat denen haydut yalak olunca Bu gıcığa sabır hayli güç oldu, iki kişiydiler şimdi üç oldu, bir aralık yekün gamlar hiç oldu, torunumun yüzü gülek olunca. Miskin herif yatar öğlene kadar, kalkınca acilen kahveye gider, sormaz, çoluk çocuk ne yer, ne eder? Yekün haram onda dilek olunca. Oturmaz eşiyle bir an yan yana, bütün ümidini bağlar ganyana, dedim "böyle hüsran iner dünyana" suç attaymış, ayak solak olunca. benim hanım mama taşır toruna bu iş dünürün de gider zoruna o da bakkal borcu öder yerine aslanım dediği balak olunca Allah var , dünürler çok hoş insanlar ama oğulları hoştan ne anlar onun pisliğine inliyor canlar kısmetimiz zalim felek olunca aylık hasılatı maça yatırdı iflas topu ile şapa oturdu Hazır dükkân vardı sattı, batırdı iki eli birden çolak olunca "Dinle oğlum" diye nasihat ettim, vaktinde ben de çok aykırı gittim, her zorluğa karşın huzurlu yattım, eşim sultan, kızım melek olunca. "Senin ocağında dert tomar tomar, neden meslek olsun mendebur kumar?" "Anlamazsın" dedi, farz oldu şamar, Yaşa rağmen sağlam bilek olunca. Kızım sen de yüreğini dağla dur, bu yaşında kara yazma bağla dur, çocuğunun hatrı için çağla dur, o şehla gözlerin sulak olunca!.. bu destan ki, bir babanın feryadı babanın da bir gün dolar miyadı kader bize bir imtihan dayadı ayran çanağımz elek olunca Aydın Bayrakdar |