HALİÇ ÜZERİNDEN "BEN"
Ben haliçten doğru geliyordum.
Yorgundum. Marmara’nın karasuları Ayaklarıma çoktan inmişti. Bir bardak çay, Köşedeki sabahçı kahvesinde Daha yeni demlenmişti. Göz kapaklarımda ise bir hüzün Yerini ilk ışıkla tazelemişti. Haliçten doğru geliyordum Yorgundum Kahveden yükselen buhar Burnumu deliyordu. Ben oysa düz gitmeliydim Kasımpaşa yol üzerime gelmeli Azıcık daha ilerlemeli Ve Hasköy’ü unutmamalıydım. Haliçten geliyordum Yorgundum Kahvenin kapısını çalacak Tokmak bulamıyordum Ve selamım önümde Ben benim ardımda Dalıverdim içeriye. İlk adımlarıma meydanı yakaladım Şöyle derince bir bakıp yerden Âlemi selamladım. Çaycının çayı ilaç kokmuyordu İşte o zaman anladım Ruhum zindanda hapsolmuyordu. Çaycının omuza dokunmasıyla Vazgeçtim Dalgınlığımla bardağı delmekten. Ve ilk defa zevk alıyordum Çayımı höpürdeterek içmekten… Yoksa çay mı güzeldi? Çaycımı? Fazla takılmak için vaktim olsaydı, Çaycı ile koyu bir sohbete dalsaydık Kim bilir belki de Akraba çıkacaktık. Elbette çaycının arkamdan Su dökmesini beklemiyordum. Hızlı adımlarla uzaklaşırken oradan… Haliçten geliyordum Yorgundum… Gitmeliydim bekleyenim vardı Vakit dardı Ama lakin sözüm vardı, gelecektim Çaycının çayı aklımda Tadı ise damağımda kaldı… |
Yorgundum…
Gitmeliydim bekleyenim vardı
Vakit dardı
Ama lakin sözüm vardı, gelecektim
Çaycının çayı aklımda
Tadı ise damağımda kaldı…
evet işte bu değişik bir tad ve mükemmel bir duygu seli..
kutluyorum yüreğini şairim...
muhabbetle....