kırmızı dudaklı yangınyanlış bir limandaki yanlış bir gemiydi sevmelerim yokluğunun deniz mavisiydi rotam hoyrat kıyılarımı döven kır saçlı lacivertti yalnızlığım karanfil yanığı bir tendi aklımdaki firar sürgündü geceye ateş açan tüm düş çiçekleri her ne kadar çıldırırcasına sevişse de kahrolası umutlarım sirayet etse de aşk tüm tutsaklığıyla damarlarıma kırmızı dudaklı yangınlarındı son nefesim biz doğuştan kalbi delik olan bu sevdanın infazı gecikmiş sevişmeleriydik belki de şimdi suskunluğumu ters yüz edip yazmanın vakti midir bilemedim ağlamaktı belki de gülmenin diğer yarısı kim bilir belki de ölmekti sensizliğin karşı kıyısı ve ben kadınım tüm kıyametler bendeyken bile ölemedim içimdeki peronlarda sansürledim hiçliğimi bir yaralı kuşun kanadıydı geçmişim bu şehrin rimeli akmış kirpikleri ve bu kaldırımların adım adım gözyaşı bendim aslında uykusu bölünmüş her eksik gece gibi eşkalin diyorum uzak kalsın dedikçe düşlerime gözlerin bir zindan daha kurar oldu gecelerime diyorum ya içimde çoğaldıkça köşe başları tüm enkaz bakışlı çıkmaz sokaklarım olur kaybolmuşluğum eyy saçlarına sürdüğün tuzlu nefesinle göğsünde denizi çalkalayan kadın vakitsiz ve sefersiz her içime doğuşunda pusulasız bir ben daha batar sürgünlerinde bilesin ve sen kadınım doğmayan şafaklarımı ver bana ver ki bende hiç düşünmeden güneşlerimi bağışlayım sana… ilhanaşıcınisanikibinonaltı |