Yaşa!
Az önce sağa dönmüştü,
Saçları örgülü, Geçtiği yerlerde yaşam, Ardında bıraktıkları ölü, Ölmüştü… Gözlerini az görmüştüm; Yangınlardan uzak bir çayırlık, Mevsimlerden bahar, Yeni terletmiş, toprağı yağmur, Amma da ıslatmış yolu, Kirpiklerinde utanan rüzgâr, Mutluluk, dolu. Arkasından gitmeliydi ayaklar, Bana ait değildi artık, Bedenim çöp, Bedenim atık, Ardından savrulan kuru bir yaprak. Ürkek bir serçenin adımlarındaki neşe, Beni bu karanlıktan, Umutları tüketmişlikten, Bir dakikalığına uzaklara sürükleyen kadın, Hay sen çok yaşa! |