aşka retrospektif yaklaşım (2)
/ aşkın tadı /
1 bisikletimin arkasına yan binerlerdi heyecandan pembeleşirdi yanakları avaz avaz gülerlerdi içimde kabarırdı belimi saran ellerin sıcaklığı arzunun çağladığı günlerdi 2 kuytu koruluklarda sapa aralıklarda buluşurduk saatlerce konuşur konuşurduk ayrılamazdık öylesine kalpten öylesine masum gezdik el ele tutuşmazdık öpüşmezdik 3 sonra eller de tutuldu titrek ince tombul etli çekingen meraklı cüretli sonra ilk öpüşmelerde dünya unutuldu 4 ürkek güvercinler gibi avuçlarımda tiril tiril kıskandıracak güzellikte kösnül bir melek kalbim gümbür gümbür parmaklarımın uçlarında kadife temasıyla dolaşır boynumda koynumda ince mavi damarlı terli iki bilek dudakları büyür giderek dudaklarımda ılıklığı aklımı karıştırır zarif arzularla sunulurken o leziz çilek 5 bu lezzette ruhumu yakan bir şey var ten ısısında eriyip içime sızıyor büyülü baş döndüren… venüs’ten ikram nektar 6 şimdi öyle uzak ki o anlar sevdiklerinden uzak olanlar beni anlar 7 artık bazen düşlerde bazen derin düşünüşlerde duyumsuyorum o tadı beynimin tüm kıvrımlarına çilek kıvamında süzülürken ışıklı adı (18 mayıs ’07) |
titrek ince tombul etli
çekingen meraklı cüretli
sonra ilk öpüşmelerde dünya unutuldu
süper.........