AYRILIKTAN GERİYE...Bu şiiri sana; Yağmurlu bir Ankara sabahında yazıyorum. Bulutlar matem renginde yine. Yağmur çiselemiş asfalt kaldırımları. Süpürmüş rüzgar geceden kalma yalnızlıkları. Oysa ölüm uzak geliyordu kapayınca karanlığa gözlerimi, Kimseler bilmiyordu içimde sukut eden sözlerimi. Genzimi yakan bir ahın kalmış geriye, Geride hüzünden asude bir mahmurluk. Bir çakmağım kalmış geriye, bir cigaram Birde çığ düşen bir gece! Ağustosun ortasında aniden ve sessizce! Bu şiiri sana; Bir demli çay kıvamında yazmak isterdim gülüm. Nakış nakış dokumak isterdim adınla. Neylersin ki dışarısı teslim kaldı rüzgara. Aslında biliyor musun? Her şeye alışmışta yüreğim, Bir yokluğuna alışamamış. Yıllar geçip giderken bile, Acın hep taze kalmış. Dün gece; Şairliğim sebebisin diye belki de Ne kadar hüzünbaz mısra varsa Gönül heybemde saklı kaldı. Ve ne zaman sen gelsen aklıma, Adın o mısramda "tırnaklı" kaldı. Bu şiiri sana; Azat edilmiş bir kuş sevinciyle yazmak isterdim. Ya da okyanusların en hırçın dalgasında, Kaybolmuş bir yağmur tanesi hüznüyle. Neylersin ki ne kuşlarım azat oldu, Gönül kafesimden. Ne de yağmur damlaları okyanusta bihaber. Bir ben kaldım anlayacağın ortada derbeder. Bir ben kaldım perişan, çaresiz Bir ben işte gülüm kimsesiz... Bu şiiri sana; En güzel mısralarımla yazmak isterdim. Dolanmadan dilime "ayrılık" diye bir kelime. Resmederek vuslatın ten halini tenime, Biraz çocukça, biraz umutla hani, Yazmak isterdim işte... Şimdi ak beyaz sayfalara, Hüzün dolu ayrılık şiirleri yazıyorum... Dokunduğum herşeyde hicran, Yürüdüğüm yollarda yağmur. Bilmem ki nezaman bu şiirler son bulur. Bu şiiri sana; Yağmurlu bir Ankara sabahında yazıyorum. Bulutlar matem renginde yine. Sense bir gül olmuşsun toprak altında. Sana bir avuç gözyaşımı bırakıyorum. Birde titreyen bakışlarımı hayaline. Ve şunu unutma ki Seni çok seviyorum ölümüne. Neyse gülüm; İşte sana en içten dualarımı gönderiyorum. Fatihası içinde giz. Anladım ki artık bu dünyada kavuşamaz ikimiz. Engin Badem -acemişair- |
YAĞMURU HİSSETTİM,
TEBRİKLER.