Hiçler KervanıBir gün daha gitti ömürden Kimi evlerin çatılarına,yüreklere, Bahar tohumlarını bıraktı Kapalı kapılar kapılarını Var oluşlara kucak açarken Çiçekleri, sevinç, mutluluk..oldu Kimi evlerin çatılarına, yüreklere Cam kırıkları olup can acıttı, can yaktı Hüzünleri, ayrılıkları, sefaleti.. Yok oluşları ilmek ilmek işledi.. Hazan yaprakları kabuk dökerken Gözler pınar deryasın da eridi Kader herkesi bir şekilde ağına alıp Duvarları ilmek ilmek kozalarla ördü İnsanlar, Kabullendiklerinden mi, Çaresizlikten mi? İşine öyle geldiği için mi? Bilinmez ama Garip varlıklar nasiplerine düşen payı Mizan var mı yok mu? diye hiç düşünmeden Kabuklarının derinliklerinde sessizce Sarıp sarmalar oldular... Çatlaklar ince ince sızıntı versede Yürekleri hissetmiyor hiç bir oluşumu Ağlayan, çırpınan can çekişen yürekler Dört duvar içinde ki yalnızlığın deminde Kader diyip hoyratça boyun büküyor ki Sonun da Sessiz çığlıkları boğazlar da tutuklu kalırken Nefes alışlarımıza her geçen gün biraz daha paha biçiliyor Ve derken bir bakıyorsunuz ki Hasta hücreleri kurtcuklar ele geçirirken Ruhlar kaskatı kesilip donuyor Gönüller yıkılıp viran oluyor Yürekler can alıcı yaralarla susuyor İstesek de istemesek de dünyaya geldik Ve gün gelecek her canlı öyle yada böyle Hiçler kervanına katılacak Eğrisiyle doğrusuyla Acısıyla, tatlısıyla Yok oluş ve var oluşla Bu hayat bizim Öyleyse, Bizim olan bu hayatta Kini, nefreti, ihaneti, riyakarlığı, saltanatı... Bir kenara bırakıp, Sevinçlere, mutluluklara, huzura sevgiye... Umutların gölgesinde dirilerek, direnerek Bıkıp usanmadan yeniden yeniden Sarıp sarmayalalım kucak açalım 01.03.2016 Ankara P.ÇETİN |
YÜREĞİNİZE EMEĞİNİZE SAĞLIK.. HAYIRLI GECELER.