SENİ TANIMAK
Geceye düşen ışık gibiydi seni tanımak,
Şubattan Nisana geçer gibi, Güneşi içinde hissetmek gibi. Saçlarına dokunmak koklamak, Çiçeklerden koku almak gibi. Seni tanımak, Gözlerinde çoğalmaktı belkide, Belki avuç içlerinde, Şans çizgisini öpmekti. Gözlerindeki sevecenliği, Dudaklarındaki tebessümü, Yanağındaki gülüşü yakalıyabilmekti. Seni tanımak sevgiydi, Seni tanımak belki aşktı. Seni tanımak, Yazılmayan bir mektuba nasıl başlanacağını bilmemekti, Hangi kelimeleri, Hangi sözcükleri nasıl yan yana getirememekti. Şimdi bir mektup gibisin, Merhabayla başlayın. İçine özlemi, Sevgiyi yazdığım. Seni tanımak, Küçük ellerinin avuçlarımda kayıp olmasıydı belkide, Avuç içlerinden öptüğüm. Candın sen, Yanlızlıklarımı paylaşan, Eksiklerimi tamamlayan candın, Mektup biter ya hani, Son satıra bir cümle düşer, Özletme kendini, Küçük ellerinden öptüğüm. _____Cengiz Yılmaz/Şiir Baba/06/03/2016 |