Adı : "MİLLİ GELİR" (Başkaldırmaz, korkakça beklersen "NAH" GELİR!)
Anamal’ci bir düzendir bu!
Emek sömürüsüne dayanır. Yani; Proleterya ürettikçe birikir -artı değer- birikir milli gelir! Ama; adilce ve eşit bölüşülmezse, salt egemenleri ve hırsızları semirtir.. Asırlardır bu çark böyle döner! Nesiller gelir geçer, başkaldırmaz sa emekçiler, tüketir yoksulları bu acımasız sistem. Tüketir işçileri birer ikişer. Ve hatta yüz’er yüz’er. Tüketir yaşamı ve değer’i ve yaşanılası hayatın yaşanılası güzelliklerini.. De; kendi ürettiği hiç bir değeri eşyayı nesneyi asla tüketemez, ihtiyacı olduğu kadar!!! İş gücü tükenir, enerjisi, sağlığı tükenir. Tükenir gençliği, gözündeki umudun feri. Ve en nihayet yoksul ömrü tükenir. Rutini olmuş ülkemin sürer gider iş cinayetleri! Bir gün işçi bir gün kadın bir gün çocuklar ölür! Ve Ankara’dan yükselir o bildik nakarat "Teget geçiyor kriz, asayiş berkemal. Paralel (ime) dikkat!!!" Böyle böyle sürer gider ilahi komedi bir kara mizah! Gündemi, her gün ayrı bir "etkili" ve "yetkili" hırsızlık ve arsızlık yakar! "Kâr hırsı"na bunlar bile az gelir, Soma’da maden ocağı yanar! Dizilir yüreğimin kömür karası kuytusunda 301 madencimizin kömür ve yoksulluk karası cansız bedenleri! Üç kuruşluk maliyetten kaçınıp, madenci den esirgenir "yaşama hakkı" ve "yaşam odası"! "Uzun hırsız"da; "Yavuz hırsız pişkinliği" bitmez! 《İş, maden kazaları ve işçi -madenci ölümleri bu işin fıtratında var》 DAVAR!!!! Öyledir davar öyledir! Çalacaksan minareyi elbet bulursun kılıfını! Mızrak çuvala sığmasa bile, sığdırırsın çuvalı mızrağa... Uzun’da gündem ve marifet bitmez An gelir, sıradaki aymazlık: Sadaka vermek olur! Malum, sadaka, bu zat’ı şahanelerinin "fıtrat"ların da var! Tıpkı, madenler de, ve fabrikalarda daha çok kâr hırsı için öldürülen 《maden işçilerinin kaderi》 gibi... Vali talimatıyla ve devlet’lu kaymakamın lütüflarıyla, oğlunu, maden de İş cinayetinde yitirmiş acılı baba Recep Gökçe’ye bahtı gibi dini gibi fıtratı gibi ve kömür gibi kapkara altı üstü ederi bir "ON LİRA" gıcır gıcır bir "CİZLAVET"i hediye diye sunuverir !!! Toplumun ve tüm dünyanın vicdanına şimşek gibi çakan, yırtık bir pantolon ve bir çift yırtık ve delik lastik ayakkabı! Yıl 2014! Burası Türkiye! Uzay’dan, Tazmanya’dan Ya da Muz Cumhurriyeti’nden değil.... Burada ki fotoğraf bu! Ve o baba ; Madenci oğlunun anısını ve Yoksulluğunun mağrur acısını o cizlavete sessizce gömüverir.... Gururu ve onuru bu utanmaz sadakaya baş eğmeyecek kadar değerlidir......, De; Bu "kabül"ü asalet ve nezaketindendir! Hiç düşünmüşmüdür acep Recep Baba? "Ol" (?) ......, deyince, olmuyor! Hiç bir sınıfsal sorun hallolmuyor! Düşüncenin kıvrımların da ki, o ince ve hınzır devasa boşluklar bir türlü dolmuyor.. Yani, hayat denilen bu serüven, başlamış ya bir yerlerden! Tam "ezeli"ni ve "temeli"ni bilemesek de. Yaaaa Recep Baba, kapitalizmin doğasında vardır, o bitmez, obez iştahlı "kâr" hırsı. Tüketir hep böyle yoksul umutları, işçi, insan ömürlerini ve dahi ölü bedenlerini.. Onlar hep böyle yaşamın ve dünyanın içine sıçarken, sen, açlıktan kabız olursun!! Davul zurna senfonisinde bile mışıl mışıl uyuyan garibim; Al işte somut bir örnek sana: Misal; a) Boru değil "saray" bu. Malum masrafı çoktur! "Ah"lı ve "Kanlı"dır tuğlaları! Aylık Yedi Yüz Bine yanar lambaları, "Din"le döşenmiş sahtelik ve hırsızlık kokar koridorları, kaçış yolları ve tünelleri.. Haaaaa, bir de odaları pek çoktur! İçinde din iman gani gani, ne ararsan IŞİD’i, DAİŞ’i, HİZBULLAH’ı EL-KAİDE’si, NUSRULLAH’ı cümle "Kafa Kesen güruh’u yani.... b) Aaaaa! Ne paralel fesatsınız yahu!!! O odalar da yalan,yolsuzluk, hile, iftira kumpas ve metresleri, ayakkabı kutuların da kanlı, kirli dolar desteleri TUUUUU......, haşa yoktur!!!! 21/22:11:2014 saat:00:30/05:30. |
Kalemine yüreğine sağlık
_____________________________________Selamlar