2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1672
Okunma
Aşk yanmaya alışkın bu coğrafyada
Âteş mısra mısra işlemiş balıklara
Ey kimlikli kavgam
Ne oldu sana
“Son Kuşlar “ giyinmiş dramatik örgülü metinleri
Makyaj yapmaya gerek yok rejisör ( ! )
Kahramanlar kuralsız davranıyor
Kim hatırlar senin üç birlik kuralını ( ?! )
Olaylar kolye niyetine takmış tüm çıplaklığını
Külâhların ucundaki şeritlerin”pabucu dama atılmış”
Ebubekir gibi yol arkadaşlarını yağmalamış hırsızlık
Dudaklar akîk
Düşler inci
Sözler ümit değil artık
Yüreklere işlemiyor eğilmelerin aksi
Hasırlarda izine rastlanmıyor sohbetlerin
Tenhâlarda verilen sözler tutulmuyor
Laf kalabalığına karışıyor dehlîzlerin
Gözler çiçek açmayınca eceler gülemiyor
Neyzence münevverler(!) bülbülce sevemiyor
Sîmurg kuşları bile Kaf dağını bilemiyor
“Gece Mâvisi” içimliğinde yudumlarken âb-ı hayâtı
Paramparça oluveriyor göller
Şimdi önümüzde Bin-göl katarı
İskender yanlış yerde arayıp duruyor Hızır ile İlyas’ı
Kibir engel olurken secdeye
Ömrü boyunca uzak yaşadı Cennet’e
Kocaman bir özür borcu var ahsen-i takvîme
Bir duâ vakti
Yakup’ça yağsa yağmur
Vesile olsa vefâ
Huzûrla şarkı söylese ışıldayan deresi
Gonca gibi bir hamur yıldız yıldız parlasa
Yudum yudum yordam olsa umûdun numûnesi
Dimdik ayakta durur fıtratın âbidesi
Sekînet işler rûha, şâhit “Vedâ Tepesi”…
Dursun Tiftik
5.0
100% (5)